Kanada Sınır Hizmetleri Ajansı (CBSA) tarafından açıklanan ön karara göre, anti-damping marj oranları soruşturmaya taraf olan Türk çelik firması için yüzde 15,2, diğer tüm ihracatçılar için yüzde 32,9 hesaplandı. Telafi edici vergi oranları ise Türk çelik firması için yüzde 2,5, diğer firmalar için ise yüzde 22,8 olarak hesaplandı.
Konuya ilişkin soruşturmayı asıl yürütecek olan Kanada Uluslararası Ticaret Mahkemesi’nin (CITT) Aralık ayının üçüncü haftası dinleme toplantısı düzenlemesi beklenirken, soruşturmaya ilişkin nihai kararın ise Aralık ayı sonunda açıklanması ön görülüyor.
Konuyla ilgili açıklama yapan Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci; “Kanada’nın inşaat çeliği ürününde soruşturma açtığı ülkeler arasına Türkiye’nin de dâhil edilmesi tarafımızca kabul edilebilir bir durum değildir. Kanada ithalatının yüzde 70’ni gerçekleştiren ve bu dava içinde adı geçmeyen ABD’de de benzer bir soruşturmayla karşılaşmıştık. Bildiğiniz gibi ABD, geçtiğimiz günlerde nihai kararını açıkladı ve bu kararla ülkemiz haklılığını kanıtladı. Kanada ve ABD ile olan ticari şartlarımızı değerlendirdiğimizde, öncelikle iki ülkeden de aynı şartlarda hammadde ithalatı gerçekleştiriyoruz. Ancak ABD’ye gerçekleştirdiğimiz ihracata kıyasla Kanada’ya satış fiyatlarımız daha yüksek ve Kanada için ürettiğimiz ürünlerin imalat maliyetleri daha düşük. Bu iki faktörle birlikte Kanada’ya gerçekleştirdiğimiz ihracattan daha fazla kâr elde etmekteyiz. Bu durumda soruşturması süresince titiz ve hassas bir inceleme yapan ABD yetkili makamları, damping yapmadığımıza hükmettiyse Kanada’nın da aksi bir karar açıklaması mümkün değildir” dedi.
Söz konusu soruşturmanın, Türk ihracatçılar ve Kanadalı ithalatçılar üzerinde tedirginlik yaratacağından dolayı ticaretin zafiyete uğrayacağına dikkat çeken Ekinci, “Bu süre zarfında, şikayetçi firmalar tarafından üretilen inşaat demiri, olması gereken fiyatlardan daha yüksek değerde iç piyasaya satılacaktır. Zira söz konusu şikayetçiler, damping yapmadığımızı gayet iyi bilmektedir, onların esas gayeleri kamu ve iç piyasadan kaynak transferi yaparak kârlılıklarını arttırmaktır. Bu soruşturmanın sonucunda haklılığımızı kanıtladığımızda, Kuzey ve Güney Amerika’daki üreticiler hedeflerine ulaşamamış olacaklardır. Kanada karar vericilerinin adil ve şeffaf bir yargılama yapacağına dair inancımız tamdır. Soruşturmaya ilişkin takibimiz devam etmektedir” diyerek sözlerini noktaladı.
