• BIST 9099.63
  • Altın 2325.507
  • Dolar 32.3719
  • Euro 35.0404
  • İstanbul 21 °C
  • Ankara 21 °C

Gümüşoğlu: En büyük rakibimiz karayolu

Gümüşoğlu: En büyük rakibimiz karayolu
“Karayolu yerine Ro-Ro’yu kullanan nakliyeciler her TIR için 3 bin kilometre gidişte ve dönüşte yakıt tasarrufu sağlıyor” diyen U.N. Ro-Ro CEO’su Sedat Gümüşoğlu, en büyük rakiplerinin karayolu olduğunu söyledi.

Bugün 6 Ro-Ro hattı ile 100 bin gidiş, 100 bin geliş olmak üzere yılda 200 bin aracın Ro-Ro ile taşınmasını sağlayan U.N. Ro-Ro, en son Bulgaristan ile yaşanan geçiş belgesi krizinde önemli bir rol oynayarak, krizin çözülmesinde Bulgaristan’a karşı Türkiye’nin elinin güçlü olmasını sağladı. 2007 yılında el değiştirdiğinde lojistik sektörünün bir numaralı gündemine yerleşen U.N. Ro-Ro, o tarihten bugüne gemi filosunu ve hat sayısını artırdı. Ro-Ro dışında nakliyecilere Avrupa’da demiryolu hizmeti de veren U.N. Ro-Ro, intermodal taşımacı olma yolunda hızla ilerliyor. Tüm bu gelişmeleri ve U.N. Ro-Ro’nun gelecekle ilgili hedeflerini U.N. Ro-Ro CEO’su Sedat Gümüşoğlu açıkladı.

BULGARİSTAN GEÇİŞ BELGESİ KRİZİNİN ÇÖZÜLMESİNDE U.N. RO-RO’NUN ROLÜ

Bulgaristan krizinin çözümünde etkinliğimiz oldu. Bulgaristan ile belge konusunda her yıl bir pazarlık süreci yaşanıyor. Süreç bu yıl biraz daha kritik yaşandı. Bildiğiniz gibi iki ülke arasında Şubat ayında kapı tamamen kapandı. Bizim o dönemde elimizde gemi fazlalığı vardı. Zaten 2008’den beri 5 tane gemi yatırımı yapmıştık. Şu an filomuzda 12 tane gemimiz bulunuyor. Bulgaristan ile krizin başladığı dönemde hemen dernekle görüştük ve sefer sayılarını artırmak konusunda karşılıklı mutabakata vardık. Dernek de bunu sitesinden üyelerine duyurdu. Avrupa’ya giden uluslararası nakliyecilere haftada ek 500 kapasite sağladık. Bu da Bulgaristan ile yapılan pazarlıklarda hem devletin hem de nakliyecinin elini rahatlattı. Biz her zaman şunu söylüyoruz: ‘Görev düştüğü zaman varız.’ Zaten fazla kapasitemiz de var. Yine benzer bir kriz çıkması durumunda, ben bunun teminatını da verdim. Ankara’da bakanlık yetkilileri ile de yaptığımız görüşmede ‘Merak etmeyin, biz haftada yaklaşık olarak 3 bin 500 çıkışa kadar gemi sağlayabiliriz. U.N. Ro-Ro’nun elinde gemi de var, kapasitede var; sefer sayılarını artırarak bunu karşılarız’ dedik. Bu rakam ile batı kapılarından çıkış yapan seferlerin hemen hemen hepsinin ihtiyacı karşılanmış oluyor.

“KÖSTENCE HATTINI TEKRAR AÇMAK İÇİN GİRİŞİMLERİMİZ VAR”

O dönemde tekrar başka ne yapılabilir konusu gündeme geldi. Bunlardan biri, Köstence hattıydı. Bildiğiniz gibi Köstence hattını 2011’de açmış ve işletmiştik. O hattı bir kamu görevi gördük. Bir yıl kadar işlettik, sonra da büyük zararlarla kapattık. O dönemde nakliyeciler bu hatta hiç destek olmadılar. Bu hat orada açıkken biz Bulgaristan’dan daha rahat geçiyoruz diye düşünüp o avantajlarını kullanıp karadan gittiler. Halbuki bu hatta biraz destek verselerdi, bugün Köstence hattı yaşardı ve Bulgaristan bu resti Türkiye’ye hiçbir zaman kolaylıkla çekemezdi. Hem dernekle hem de Ulaştırma Bakanlığı ile Köstence hattının tekrar açılması ile ilgili neler yapılabilir diye görüştük. Çetin Bey (Nuhoğlu) ile bizzat ben kendim defalarca görüştüm. O da bu hattın tekrar açılması için bizi cesaretlendirdi ve biran evvel açın diye de destek verdi. Ama bu hattın bir an evvel açılması mümkün değil. Çünkü gümrük, liman ve transit geçecek araçlar için Romanya’nın belge tanımlaması lazım. Bunlar olmadan gemi ile oraya gitmek yetmiyor. Hattın tekrar açılması ile ilgili çalışmalar da başladı. Geçen ay bir heyet Romanya’ya gitti, görüşmeler yaptı. Biz U.N. Ro-Ro olarak çıkışımızdan beri misyonumuzu şöyle tanımlamışız: ‘Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu Türkiye çıkışlı bütün hatlarda biz varız.’ Geçici olarak durdurduğumuz Köstence hattında tekrar altyapı sağlanırsa, bu işin içine gireriz dedik. Biz o dönem ne sorunlar yaşadık: Örneğin boğazı geçmek için 12 saat Marmara’da beklerseniz, Romanya çok yakın olduğu için gemiye kimse binmez doğal olarak. Bizim hızlı bir şekilde boğaza girmemiz ve boğazı geçmemiz sağlansaydı, bu hat çok daha verimli işleyebilirdi. Bizim beklentimiz kesinlikle maddi teşvik değil.

“TEŞVİKLE İŞ YÜRÜMEZ”

Biz Mısır’a girdik, teşvik kalktı.  3 yıldır Mısır hattına teşvik veriliyordu, teşvik biz hatta girdikten 2 ay sonra kalktı. Biz memnunuz da. Teşvikle bu iş yürümez. Devlet cepten para verecek, siz ticari faaliyet yürüteceksiniz. Bu kaç ay sürebilir. Demek ki verimli değil. Mevzuat konusunda ve varsa özellikle altyapı konusunda verilecek bir teşvik varsa, devlet bunları verirse, gerisi iş adamlarının işi; yani bizim işimiz. Biz uzun vadeli bir iş olarak görüp, kısa vadede zarar da etsek uzun vadede bu sistemi kurmayı hedeflemeliyiz. Teşvikten kastım bu.

“MISIR HATTINDAN BİR SORUNLA KARŞILAŞMADIK”

Mısır hattında bir sorun yaşamıyoruz. Mısır’da limanda ne bize karşı, ne de nakliyecilere karşı herhangi bir sorunla karşılaşmadık. Hat gayet verimli çalışıyor. Konvoy da güzel çalışıyor. Şimdiye kadar hiçbir sorun olmadı. Gemi zamanında gidiyor ve boşalıyor. Konvoyla Kızıldeniz’e iniyor. Oradan da başka bir Ro-Ro ile karşıya geçiyor. Mısır hattı şu an bu şekilde işliyor.

“1.5 AY ÖNCE HAYFA HATTINI AÇTIK”

1.5 ay kadar oldu Hayfa hattını da ekledik. Hayfa üzerinden de Ürdün yüklerini taşıyoruz. Önce Hayfa’ya gidiyoruz. Orada Ürdün yüklerini bırakıyoruz. Ürdün’den gelen yükleri alıyoruz İsrail’e. Sonra Dimyat’a devam ediyoruz ve Mısır yüklerini bırakıyoruz. Oradan yükleri alıp tekrar İskenderun’a geri dönüyoruz.

“BİZ TÜRKİYE’NİN 500 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT HEDEFİNE HAZIRLANMAYA ÇALIŞIYORUZ”

Şu an fazla kapasitemiz var. Bu kapasite ister istemiz bir atıl kapasite oluşturuyor. Bugün için yatırım yapmak herkes için kolay. Şunu her zaman söyledim ama pazarlama gibi göründü: Biz gerçekten Türkiye’nin 500 milyar dolarlık ihracat hedefine hazırlanmaya çalışıyoruz. Biz o yüzden Toulon ve Mersin hatlarını açtık. Biz o yüzden Tekirdağ hattını açtık. Hatta biz o yüzden Köstence hattını açmıştık. Mısır ve Hayfa hattını açtık. Bu ihtiyaç gelecek.

“120 BİN ARAÇ DAHA GELSE KARŞILAYABİLECEK KAPASİTEYE BUGÜNDEN HAZIRIZ”

100 bin giden 100 bin gelen olmak üzere yılda 200 bin araç taşıyoruz. 12 gemimiz var. Kapasitemiz 320 bin araç. 120 bin araç daha gelse karşılayabilecek kapasiteye bugünden hazırız. Öte yandan 2016, 2017 ve 2018’de kapasite artırma planlarını da bugünden görüşüyoruz. Gemileri mi uzatırız, yeni gemiler mi alırız diye de tersanelerle görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Çünkü ha deyince gemi bulmak kolay değil. Ya pahalıya bulursunuz ve navlunları artırır ya da hiç bulamazsınız, o da sizin servis kalitenizi düşürür. O yüzden biz ileriye doğru bugünden hazırlanıyoruz.

“2007’DEKİ 30 KİLOMETRELİK LİNERMETRE KAPASİTE UZUNLUĞU, BUGÜN 44 KİLOMETREYE ULAŞTI”

2007’de şirketi satın aldığımızda gemilerin linermetre cinsinden kapasitesi 30 kilometreydi. Bugün 44 kilometreye ulaşıldı. Yani kapasitemizi yüzde 50 artırdık. Aldığımızda sadece bir hat vardı. Şu an Hayfa ile birlikte 6 hatta taşımacılık yapıyoruz.

 “TEKİRDAĞ GÜÇLENECEK”

Halkalı Gümrüğü’nün Büyükçekmece’ye taşınması ile Tekirdağ daha da kuvvetlenecektir. Orada gümrüklemesini yapan araç tekrar dönüp Pendik’e geçeceğine Tekirdağ’a gidecek. Biz de Tekirdağ seferlerimizi haftada 2 değil,  3-4’e çıkartacağız.

“RO-RO’YU KULLANANLAR HER TIR İÇİN 3 BİN KİLOMETRELİK YAKIT TASARRUFU SAĞLIYOR”

Karayolu yerine Ro-Ro’yu kullanan nakliyeciler her TIR için 3 bin kilometre gidişte ve dönüşte yakıt tasarrufu sağlıyor. Çıktığı yere göre değişir ama bu ortalama 3 bin kilometre. Katkısı çok büyük ama bu modelde de sona geliniyor.

INTERMODAL GELİYOR

Biz bunun bittiğini son 3-4 yıldır görüyoruz. Yeni bir model geliyor o da intermodal. Yani sadece Trieste’ye götürmekle, sadece Toulon’a götürmekle iş bitmiyor. Nakliyecinin oradan sonra da sorunu var. Oradan sonra da belge ve takometre problemi var. Bunları da çözmemiz lazım.

KARAYOLUNU KULLANMA MESAFESİNİ AZALTTIK

Geçen Aralık ayında Trieste’deki terminali satın aldık. Orada çok büyük bir yatırımla gemiden inen bütün araçları trene bindirip Avrupa’nın her noktasına, yani yükleri son noktaya kadar dağıtmayı hedefliyoruz. Birçok tren servisi devreye aldık. Bir tanesi 2004 yılından beri var. Trieste’den Salzburg’a var. Burada çekicisi ile birlikte TIR biniyor. Oradan da devam ediyor. Şimdi Wels’e tren koyduk. Bu treyler treni. Çekicisi ile binmiyor, sadece treyler trene biniyor. Salzburg’a gidiyor. Salzburg’da çekicisi onu alıyor. Burada karayolu kullanma mesafesini iyice azalttık. Tren yolunu karanın içine sokmuş olduk. Şimdi bunu Lüksemburg – Betenburg’a yapıyoruz. Örneğin Kocaeli’nden bir fabrikadan yük çıkacak, 100 kilometre gidip Pendik’e varacak.  Biz treyleri alacağız buradan ve yükü Lüksemburg’da vereceğiz. Nakliyeci yükünü Lüksemburg’dan çekiyle alacak 200 kilometre öteye Paris’e bırakıp gelecek. Biz Türk nakliyecisinin önündeki belge sorunlarının tamamını bitirmeye talibiz. Uluslararası nakliyeci 3 gün gemi, 1 gün trenle 4 günde Avrupa’nın her yerine yükünü ulaştırabilecek. Bu çok önemli… Karadaki hızlı kargo dediğiniz kargo bile bu noktalara 4 günde gidiyor. Trieste’deki tüm elleçlemeleri, yani gemiden trene bindirmeleri de biz yapacağız. 6 tane tren aynı anda elleçlenebilecek. Aynı anda Köln, Betenburg, Duisburg, Salzburg, Wels trenine bırakacak.

“BÜTÜN TREYLERLERİ TRENLERE YÜKLEYEBİLİYORUZ”

Büyük nakliyeciler treylerlerini değiştirmek zorunda kalıyorlardı. Vinçle kaldırılabilir, tenteli değil de kasa yaptırıyorlardı. Artık buna gerek kalmayacak. Bütün treylerler bu trenlere yüklenebilecek. ISU denilen bir sistemle anlaştık; bunlar tenteli treylerleri bile ek yatırım olmadan trenlere bindirebilecek. Askılı yükler bile trenlere hiç sarsılmadan yüklenebilecek.

“BİZİM EN BÜYÜK RAKİBİMİZ KARAYOLU”

Biz baştan beri karayolundan yük alacağız diyorduk. Bakın Bulgaristan krizi çıktı, kara tıkandı. İnsanlar Ro-Ro’ya geldi. Bizim en büyük rakibimiz karayolu. Denizyolu bizim rakibimiz değil. Hep beraber karayı boşaltmaya çalışıyoruz. İnşallah birçok yükü karadan denize çekeriz. İnşallah hepsi daha verimli ve daha yeşil bir şekilde Avrupa’ya gidecekler.

“ŞİRKETE TALİP OLUNMASI, BİZ ALALIM DENİLMESİ GÜZEL ŞEYLER”

Satışla ilgili soruya verilecek cevabımız şu: Yorum yok. Bu ortakların inisiyatifinde olan bir şey. Bir şirkete talip olunması, biz alalım denilmesi güzel şeyler. Demek şirket doğru şeyler yapıyor ki böyle bir talep var. Açıkçası her şirket, ticari bir kazanç elde etmek için piyasada var.

“2007’DEKİ SATIŞTAN SONRA ÇOK YOL KAT ETTİK”

2007’de şirket ortakları el değiştirdi. 30 kilometrelik linermetre uzunluğunu 44 kilometreye çıkarttık. Tek olan hat sayısını 6’ya çıkarttık. Trieste terminali bizim değildi, Trieste terminalini satın aldık. Şimdi tren servislerini ekliyoruz. Şirketin sahipliğinden daha önemli olan şirketin neye hizmet ettiğidir. Buna odaklanılmasını arzu ediyoruz. Her zaman söylüyorum: 12 tane gemimizin tamamı Türk bayraklı. Limanımız Türkiye’de. Bünyemizdeki 450 çalışanın tamamı Türk. Bütün hatlarımız Türkiye çıkışlı. Bu şirketin misyonu değişmez.

Sedat Gumuşoğlu  UN ro-Ro“NAVLUNLARI 2007’DEN DAHA UCUZA SATIYORUZ”

Biz şu an navlunları 2007 yılından daha ucuza satıyoruz. Aradan 6 yıl geçmiş; o zaman 1.700 Euro idi, şimdi biz 1.650 Euro’ya satıyoruz. O günden daha ucuza satıyoruz. Artı açtığımız yeni hatlarla, trenle, terminal yatırımı ile de nakliyecilere ek verimlilikler kazandırmışız. Herkes bilir; gemideki en büyük gider yakıt. 2007’de petrolün varili 50 dolardı. Bugün 110 dolar. Ona rağmen bunu yapıyoruz. Nasıl? Verimlilikle, daha büyük gemilerle, operasyonel optimizasyonla çalışıyoruz.

“260 MİLYON EURO YATIRIM YAPTIK”

Geçen 6 yıllık süreçte sadece gemi için 260 milyon Euro yatırım yaptık. Trieste terminaline önümüzdeki 3 yıl içinde 10 ila 15 milyon Euro arasında yatırım yapacağız. Tren tarafına yaptığımız yatırımı saymıyorum. Tren çok büyük yatırım. Trenin her seferini biz garanti edeceğiz. Trenin tamamını biz satın alıp nakliyecilere sunacağız. Büyük nakliyeciler hatlara kendi trenini koyabilir. Ama küçük nakliyeci ne yapsın. İşte orada U.N. Ro-Ro devreye giriyor. Kapasitesini biz garanti ediyoruz, bunu parça parça herkese açıyoruz. Yani altyapıyı genişletiyoruz. Bir trenin gidiş dönüş maliyeti yıllık 10 milyon Euro civarındadır. Ve biz 6 tane tren koymayı planlıyoruz. Günde 6 tren şu demek: Her tren 30 araç alsa, toplam 180 araç eder. Gemi ile 220-240 arasında araç gidiyor. İtalya hariç. İtalya’ya gidecekler karadan gideceklerdir. İtalya hariç gidenlerin hemen hemen hepsi trene binip Avrupa’ya dağılacaklar.

“HESAP YAPAN HERKES U.N. RO-RO İLE ÇALIŞMANIN KENDİ RO-RO’SUNU ALMAKTAN ÇOK DAHA UCUZ OLDUĞUNU GÖRÜR”

2012’ye göre 2013 ciromuzda biraz düşme var ama birbirine yakın. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıl en büyük müşterimizi kaybettik. Çünkü taşıdığımız araçların yüzde 8-10’nun oluşturuyordu. Bu yıl da hem o müşterimizden de bize talep var. Bizle birlikte kısmi olarak çalışıyorlar. Hem de piyasadan çok daha fazla talep var. Biz hedeflerimiz doğrultusunda gidiyoruz. Kırılmalar olsa da, beklemediğimiz sürprizler olsa da bu şirketin gideceği yön belli. Hesap yapan herkes U.N. Ro-Ro ile çalışmanın kendi Ro-Ro’sunu almaktan çok daha ucuz olduğunu görür.

Kaynak: www.yesillojistikciler.com

www.ulasimonline.com

 

Bu haber toplam 1368 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Ulaşım Online | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 293 75 48-32 | Faks : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim