114 yıldır dünyanın en büyük lastik üreticilerinden biri olan Goodyear, soya fasulyesi yağı kullanarak lastik üretiminde hem çevreyi korumayı hem de lastiğin verimliliği ve performansını artırmayı hedefliyor. Goodyear, Oklahoma’daki fabrikasında soya fasulyesi yağı kullanılarak ürettiği prototip lastikleri test edildikten sonra, 2015 yılına kadar tüketiciye sunmayı planlıyor.
Goodyear tarafından yapılan testler, lastik üretiminde soya yağı kullanımının lastik dişlerinin ömrünü yüzde 10 uzatırken, petrol bazlı yağ kullanımını yılda 26.5 milyon litre düşürebileceğini gösterdi.
Goodyear Teknolojiden Sorumlu Başkanı Jean-Claude Kihn “Goodyear, tüm operasyonlarında çevreyi ve toplumu koruma hedefiyle hareket eder. Soya fasulyesi yağı ile ilgili araştırmamız bu hedefimizin somut bir kanıtıdır. Tüketiciler artırılmış lastik ömrünün yanısıra, verimlilik ve enerji tasarrufundaki artıştan da kazanacaklar. Ayrıca bu araştırmanın çevre üzerindeki olumlu etkisi ise hepimiz için kazan-kazan durumu olacak.” dedi.
Goodyear, soya fasulyesi yağı ile üretilen lastik bileşenlerin, lastik yapımında kullanılan silika ile daha iyi karıştığını da keşfetti. Böylece, fabrikaların verimliliği artarken bir yandan da enerji tüketimi ve sera gazı salınımı azalacak.
Goodyear, soya yağı ile ürettiği lastikleri 6-7 Ağustos’ta sergiliyor.
Birleşik Soya Kurulu (USB) iki yılda sağladığı 500 bin dolarlık fon ile Goodyear’ın bu projeyi sürdürmesini katkı sağlıyor. Goodyear, soya yağı ile ürettiği ilk lastikleri 6-7 Ağustos tarihlerinde Michigan’da The Ford Motor Company’ye ait araştırma merkezinde gerçekleşecek olan organizasyonda sunacak.
Çevre için teknoloji
Soya yağının kullanımı dışında Goodyear ayrıca, ‘yenilenebilir ham madde kullanımı’nı artırmak adına petrolden elde edilen izopren için biyolojik kökenli bir alternatif olan BioIsoprene’i geliştirme çalışmalarını sürdürüyor. BioIsoprene’in geliştirilmesi, lastiğin ve lastik endüstrisinin petrolden elde edilen ürünlere bağımlılığını azaltmaya yardımcı olacak.
Goodyear’ın yenilenmez fosil yakıtları kullanmama adına sürdürmekte olan başka bir faaliyet de, Hava Bakım Teknolojisi (AMT). AMT sayesinde, lastikler optimum basınçta şişik kalacak ve bu şekilde harici pompa veya elektronik cihazlara gerek duyulmayacak. Bu sistem yakıt tasarrufu, azaltılmış salımlar, daha uzun lastik ömrü ve iyileştirilmiş güvenlik ve performansı sağlayacak.
