SOLAKOĞLU: EN UCUZ RO-RO ŞİRKETİYİZ
UN Ro-Ro CEO’su Cüneyt Solakoğlu, “Bu coğrafyada mil başına, ya da gün başına hangi kriteri alırsanız alın ‘Biz dünyanın en ucuz ro-ro’suyuz’ diye konuştu.

21 Mart 2008 / 16:35
"DÜNYANIN EN UCUZ RO-RO'SUYUZ"
UN Ro-Ro CEO’su Cüneyt Solakoğlu, “Bu coğrafyada mil başına, ya da gün başına hangi kriteri alırsanız alın ‘Biz dünyanın en ucuz ro-ro’suyuz’ diye konuştu.
Firmalarıyla denizde rekabet edilebilmesinin oldukça güç olduğunu ifade eden UN Ro-Ro CEO’su Cüneyt Solakoğlu, “Bu coğrafyada mil başına, ya da gün başına hangi kriteri alırsanız alın ‘Biz dünyanın en ucuz ro-ro’suyuz’ diye konuştu.
UN Ro-Ro'yu 910 milyon Euro’ya satın alan Amerikalı fon şirketi Kohlberg Kravis Roberts&CO (KKR) ilk gemisini denize indirdi. Diğer kızkardeşleri gibi Flensburg Tersanesi’nde imal edilen UN Akdeniz ile firmanın ro-ro gemisi sayısı 10’a, araç taşıma kapasitesi de 2130’a çıktı. UN Akdeniz, 3,726 linemeter uzunluğunda ve 210 treyler taşıyabiliyor.
Gemi indirme töreninden bir gün önce, gazetecilerle bir sohbet toplantısı düzenleyen UN Ro-Ro CEO’su Cüneyt Solakoğlu, Genel Müdür Cemil Bayülgen ve KKR Türkiye Temsilcisi Ahmet Faralyalı gelişmeleri değerlendirdi.
Kurulma aşamasında olan yeni ro-ro şirketinin rekabeti nasıl etkileyeceği yolundaki bir soruyu yanıtlayan Cüneyt Solakoğlu, “UN Ro-Ro, uluslararası bir denizcilik şirketidir. Bize her firma, her an rakip olabilir. Uluslararası denizcilikte bayrak önemli değildir. UND’nin rakip olması için öncelikle hisselerini satması gerekir. Örneğin, ‘3 gemi ile konuştuk, satın alma aşamasındayız, mayısta seferlere başlayacağız’ diyorlar. Ve bunu, ticari hüviyeti, etiketi olan insanlar söylüyor. Mayıs geçiyor, haziran geçiyor, temmuz geçiyor; hiç kimse çıkıp demiyor ki, hani anlaşmıştınız; 3 gemi geliyordu, seferlere başlıyordunuz... Lafla ancak, peynir gemisi yürüyor. İnsanlar, paralarını koyup, bizim verdiğimiz servisi vermeye başladıklarında rakip olmuş olurlar. Bunun için Türkiye’den olması şart değil. Yunanistan’dan, Japonya’dan, Singapur’dan da gelebilirler” diye yanıtladı.
“Asıl rakibimiz kara”
Kendilerinin, dünyada en ucuz taşıma yapan ro-ro şirketi olduğunu öne süren Solakoğlu, şöyle devam etti: “Şu bilinmelidir ki, bu coğrafyada mil başına, ya da gün başına hangi kriteri alırsanız alın ‘biz dünyanın en ucuz ro-ro’suyuz.’ Siz, eğer karayla adayı birleştiriyorsanız ve orada rakibiniz yoksa tekel ya da tröst olabilirsiniz. Ancak, siz kıyıya paralel gidiyorsunuz, treyleri alıp gemiyle aşağı indirip, Mora Yarımadası’nı dolaştırıp, bütün bir Adriyatik’i katediyorsunuz ve Trieste’ye bırakıyorsunuz. Tekel olma şansınız var mı? Dolayısıyla, bizim fiyatlarımız dünyanın en ucuz ro-ro’su olmaya mahkum. Bu nedenle, UN Ro-Ro ile denizden rekabet öyle kolay değil. Bizim asıl rakibimiz kara. Denizde yakıt fiyatları günbegün ve çılgıncasına artıyor ama karada benzin istasyonlarındaki yakıt fiyatları bizdeki gibi artmıyor. Denizde her yerden rakip gelebilir, ama biz asıl karanın rekabetini önemsiyoruz. Karadan giden araca, aynı zamanda daha ucuz ve daha ekonomik bir servis sağlamak temel hedefimiz.”
UN AKDENİZ adlı ro-ro gemisi, her zaman olduğu gibi yüzlerce Flensburglu öğrencinin ve katılımcıların coşkulu alkışlarıyla denize indi.
“Çok sık zam yapıyorlar sözü mesnetsiz”
En son 8 kasımda zam yaptıklarını belirten Cüneyt Solakoğlu, sürekli zamla gündeme gelmelerinden de oldukça rahatsız. UN Ro-Ro CEO’su, bu konuda da şöyle konuşuyor: “Biz ağır yakıt yakıyoruz. Bu yakıt endüstrinin her alanında kullanılır. O nedenle çok talep edilen bir ürün. Şu anda 110 dolar seviyesinde seyrediyor. ‘UN Ro-Ro, daha önce bu kadar sık zam yapmazdı, KKR’ye geçti, şimdi sık sık zam yapıyor’ deniyor; yani bu kadar desteksiz ve mesnetsiz itham olabilir. İlk gemimizi 1994 martında aldık. O gün yakıtın tonu 85, taşıma fiyatımız da, 2110 dolardı. Bu 2110 doları müşteriden, 150 dolar da devletten alıyorduk. Yani devlet sübvansiyonundan da yararlanıyorduk. 85 dolara aldığımız yakıt, şu anda 498 dolar. 78 dolardan aldığımız yakıt ise 110 dolar seviyelerinde. Bu şirketin en büyük gideri yakıt. Bunu absorbe etmek gibi bir durum halinde, firmanın yaşaması mümkün değildir. Şirketin 5 kuruşluk hissesi 500 olana kadar hep kar etti. Bugün bu şirketin daha önceki zamanlardan daha düşük kar etme mahkumiyeti var. Türkiye’de yük kaynakları belirlidir. Büyük potansiyeli olan firmaların son iki yıldaki taşıma fiyatlarını sorun. Bir sene önceye nazaran kara taşıma fiyatı pahalı olan çok az firma bulursunuz. Böyle bir şey olabilir mi? Yakıt, sadece UN Ro-Ro’nun ana gideri değil ki. Yakıt, ister karadan, ister denizden gitsin kamyoncunun da ana gideri.”
Filo, yüzde 50 büyüyecek
Son derece aktif bir büyüme programları olduğunu vurgulayan Solakoğlu, ro-ro filosunu 30 ay içinde yüzde 50 büyütmeyi planladıklarını söyledi. Filonun 30 olan yol uzunluğunu 45 kilometreye çıkaracaklarını belirten Cüneyt Solakoğlu, “Bu sayıya da yeni nesil ve daha büyük olan 4 gemiyle ulaşacağız. 4 geminin ikisi eylül ayı itibariyle teslim alınmış olacak. Bu gemilerin yaklaşık toplam maliyeti 200 milyon Euro” dedi.
Avrupa yönünde olmayan yeni destinasyonlar üzerinde çalıştıklarını da ifade eden Solakoğlu, Batı Avrupa’ya yönelik taşımaların yüzde 36’sının UN Ro-Ro üzerinden yapıldığını da sözlerine ekledi.
Faralyalı: KKR, ‘akbaba’ fon değil
UN Ro-Ro'yu krizin tam ortasında satın aldıklarını, bu durumun da fiyatı etkilediğini belirten KKR’nin Türkiye Temsilcisi Ahmet Faralyalı, "Krizin patladığı tarih temmuz 2007’dir. Bizim de, fiyat teklifini verdiğimiz tarih Ağustos sonudur. Kontratı da 5 Ekim’de imzaladık. Dolayısıyla zaten bu şirketi, krizin ortasında almışız demektir. Ancak bu etki limitli kaldı. İhalede herkes kanının son damlasına kadar savaştı, kazanan biz olduk" dedi. KKR olarak sadece kriz zamanlarında alım yapmadıklarını belirten Faralyalı, "KKR 'akbaba fon' değil" diye konuştu.
Faralyalı, ‘UN Ro-Ro’yu dünyanın önemli ro-ro şirketlerinden birine devretmek için mi aldınız?’ şeklindeki sorumuza da “KKR’nin dünyada 45 yatırımı var. Bunların her birinde ciddi yönetim hakları bulunuyor. 885 bin çalışanı olan bir holdingiz. Her sektörde uzmanlığı ya da uzmanlığa erişebileceği kollarımız var. Biz, zaten kendimiz yönetmeyiz. Bu işi en iyi yapacak kişileri işin başına getiririz. Türkiye’de de bu işi en iyi yapan yöneticiler bu işin başındaydı ve dolayısıyla da yerlerinde kaldılar” diye yanıtladı.
Kaynak: Selçuk ONUR – HAMBURG/FLENSBURG
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2005 Ulaşım Online