Markanın üretiminin yaklaşık yüzde 50’den fazlası tamamen kişinin isteklerine göre üretiliyor. Örneğin; fabrikaya bir kadın pembe rujunu yollayıp, “ben bu renk istiyorum aracımı” diyebiliyor. Yani renginden, koltuk döşemesine işletebileceğiniz isminize kadar her şey isteğinize bağlı olarak size özel üretilebiliyor
İç mekan
Açıkçası Rolls-Royce Phantom’un içinde kısa sürede olsa kendinizi İngiliz kraliyet ailesine çok yakın, belki de onlardan biri gibi hissediyorsunuz. Hatta “param olsa benim onlardan ne eksiğim var!” gibi psikolojik travma belirtileri başladığı da oluyor.Günümüz orta sınıf otomobillerinde dahi ön konsolun rengarenk olduğunu, onlarca düğmeyle panayır yerine benzeyen kokpitlerin tasarlandığını düşünürsek; Rolls-Royce Phantom sadelik ve şıklık dersi veriyor. Aracın içinde dikkati dağıtabilecek, başka yere konsantre olabileceğiniz, göz yoran hiçbir şey yok. BMW’den tanıdığımız bir müzik ve bilgi ekranı var, o da ön konsolda bulunan analog saatin arkasına gizlenmiş ve bir tuşla size kendini gösteriyor.
Boyutlarından dolayı aracın içi o kadar geniş ki; özellikle arkada oturan iki yetişkinin önüne birer ufak zigon sehpa atabilirsiniz. Konforu en üst düzeyde yaşatan Rolls-Royce Phantom’un herhangi bir çukur veya tümsekten geçtiğini anlamak için görmeniz gerekiyor, aksi takdirde fark etmeniz çok zor. Bavyera’da özel olarak hazırlanan deri sayesinde tüm yolcuları müthiş bir rahatlık hissi sarıyor.Gaza yüklendiğinizde müthiş tasarlanmış ön bölüm ve Rolls-Royce amblemi hafif bir şekilde havalanıyor ve rahatsız etmeden hızlanıyor. Ön bölüm demişken; aracın burun kısmı o kadar güzel tasarlanmış ki, dakikalarca izleyebiliyorsunuz. Rolls-Royce Phantom’u ilk defa görenleri şoke eden güzellik de buradan başlıyor. Araca arka taraftan baktığınızdaysa çok güçlü bir görünüm hakim. Kaslı, ayakları yere sağlam basan, kolay kolay yenemeyeceğiniz bir rakip gibi duruyor.
Özetlemek gerekirse; Rolls-Royce Phantom kullanıcısına ve diğer insanlara hissettirdikleriyle gerçekten özel bir otomobil.
Teknik özellikler
460hp – 6.7 litre
720nm tork
Karma yakıt tüketimi 14.8 litre
0-100 km/s : 5.9 saniye
Maksimum hız: 240 km/s
Fiyatı: 1 milyon 400 bin avro
Marka ve amblem
Rolls Royce’un araçlarının ön kaput ucunda dikkati çeken bir amblem bulunuyor. Adı;“Spirit of Ecstacy.” İlhamını bir kadından alıyor ve kollarını yana açarak uçmaya hazır bir kadını simgeliyor. 1911 yılında tasarlanan şekil, tasarımcının sevgilisini temsil ediyor. Orijinal adı "Spirit of Ecstasy" olsa da, bu heykele halk dilinde "Emily" adı verilmiş.
Markanın hikayesi de en kısa haliyle şöyle özetlenebilir; Henry Royce 1884'te elektronik ve makine üreten bir fabrika kurmuş. 1904'te ilk otomobilini yapmış ve aynı yıl Londra'da otomobil satan Charles Rolls'la tanışmış. İkili işbirliği yapmak üzere anlaşınca Royce'un yaptığı otomobilleri Rolls satmaya başlamış. Ve böylelikle markanın adı "Rolls-Royce" olmuş.