Zaman.com.tr’nin her yıl geleneksel olarak düzenlediği internet medyacıları ile iftar yemeği, büyük bir katılımla gerçekleşti.
Zaman Gazetesi’nin İstanbul Bahçelievler Yenibosna’daki binasında gerçekleşen iftar programına Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, Ünlü Sanatçı aynı zamanda son zamanlarda “Twitter Fenomeni” olarak da adı sıkça anılan Atilla Taş başta olmak üzere çok sayıda internet medyası sahibi ve çalışanı katıldı.
İftara katılanlar, akşam ezanının okunmasıyla dualarla iftarını açtılar. İftar sonrası bir konuşma yapan Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, son dönemlerde yaşanan olayları değerlendirdi.
“Ben ilk defa, meslektaşının canını alırcasına bir gaddarlığı bu dönemde gördüm”
Kendisinin ilk defa meslektaşının canını alırcasına bir gaddarlığı bu dönemde gördüğünü ve üstelik 10 senelik, 20 senelik arkadaşlarından gördüğünü söyleyen Dumanlı, “Medya çok büyük med-cezirler yaşadı ama bu hep bir nezaket içinde oldu. Ergenekon ve Balyoz davalarıyla ilgili biz bir pozisyon aldık. Başkaları başka bir pozisyon aldı. Birbirine zıt düşüncede pozisyon alan insanlarla medeni, insani bir ilişki vardı.
Mesela birbirimizin aleyhinde yazılar yazan arkadaşlar oldu. Bu arkadaşlarımızla yazı yazdığımızın sabahında telefonlaşabiliyorduk. Bu mesleğimizin içersinde olması gereken şey zaten. Sizin bir fikriniz, başkasının bir fikri olacak. Ona göre pozisyonlar alınmış olacak. Ama bu pozisyonlar içersinde insanlar mesleklerini namusluca, dürüstçe yapacak. Samimi bir şekilde yapacak. Yaparken de farklı düşüncelere saygı gösterecek.
Ben ilk defa, meslektaşının canını alırcasına bir gaddarlığı bu dönemde gördüm ve üstelik 10 senelik, 20 senelik arkadaşlarımızdan gördüm. İlk defa arkadaş diyebileceğim arkadaşlardan gördüm. Neredeyse, “Bu adamı neden konuşturuyorsunuz? Alın bunun canını?” diyecek kadar , “Ya polisler, duyuyor musunuz? Savcılar, duyuyor musunuz? Niye hâlâ duruyorsunuz? Nerdesin?” diyecek kadar, acımazsız, müsamahasız, modern bir haricilik gördüm. İnşallah bu bir cinnet halidir, geçer. Buna inanıyorum. Asla ümitsiz değilim.
28 Şubat’tan da beter, 12 Eylül kuşağı sayılırız arkadaşlar. 12 Eylül döneminde günde 30 insan öldürülürdü. Ben şahsen şöyle düşünüyordum, bu kan davası bitmez. Yüz yıl geçse de bitmez. 5 bin tane genç adam ölmüş. Her gün 30 tane insan ölmeye devam ediyor. Bu artık bir kan davası. Fakat sonradan anlaşıldı ki, bu kavgalar birazda konjektürel kavgalar” dedi.
“Türkiye’deki hiçbir kavga derinliği olan bir kavga değildir”
Öncü insanların, öncü siyasetçilerin, öncü medyacıların daha cesur olması gerektiğine vurgu yapan Dumanlı, “Toplum mühendisliği yapanların, siyaset mühendisliği yapan insanların, medyayı kullanarak bazı şeylere zemin hazırlamak için, şartları hazırlamak için oluşturulan bir psikoloji idi. O birbirlerinin yüzüne bakmayan, tetiği çekeceğim diye bekleyen o insanların bir zaman sonra arkadaş olduklarını, akraba olduklarını, ortak olduklarını, meslektaş olduklarını, aynı mekânı paylaştıklarını ben şahsen, onlarca örneğinde gördüm.
Dedim ki, demek ki,Türkiye’deki hiç bir şiddetli kavga aslında derinliği olan bir kavga değildir. Bir psikolojik, bir zehirli atmosfer oluşturuluyor ve ona da genellikle siyasetçiler sebep oluyor. Medyada buna goygoyculuk yapıyor. İnsanlar birbirlerine düşman ediliyor. Kamplaşmalar yapılıyor, ötekileştirmeler yapılıyor. Bundan memnun olan insanlar var mıdır? Vardır. Mesela, meslektaşlarımız da vardır.
Kardeşim biz kanunlara riayet ettiğimiz sürece, bizimle yaşamayı öğreneceksin. Ben de başkasından haz almayabilirim. Bu dönemde bir dönem Alevilere bu yapılır, bir dönem Sünnilere bu yapılır, bir laik-anti-laiklik olur, bir sağcılık-solculuk olur. Hep bir zümrenin, “Ah bunların bir kökünü kurutsak, şöyle bir meydanlarda sallandırsak, memlekete huzur gelir” diye propaganda yapılır ama hepsi faso fiso. Geriye mutlaka bir akl-ı selim hâkim olur, fikri selim hâkim olur.
Benim kanaatim, bu dönemlerde geçecek. Öncü insanların, öncü siyasetçilerin, öncü medyacıların daha cesur olması lazım. Ama görüyorum ki, bazı insanların öyle bir cesaretle alakası yok. Bu tıkanmışlıktan, bu çatışmadan beslenenler var. Arkadaki tıkanıklığı görmeyen, içteki bulantıyı görmeyen çok sayıda meslektaşımız var, çok sayıda siyasetçi var ama Türkiye kendi iç dinamikleriyle bunu aşacak” diye konuştu.
“İnternet medyasını bir zenginlik olarak görüyorum”
Kaliteli bir dijital medyanın oluşmasında başarılı olunacağına inandığını kaydeden Dumanlı, “Burada gazetecilerin yaşadıkları var, avantajları var, en büyük avantaj herhalde sizlerde, internet medyasında. Sizi hakikaten bir zenginlik olarak görüyorum. Bizde internete o şekilde yatırım yapıyoruz. Umuyorum, bu zor günlerimizi, buradan ders alarak, ders çıkararak, nerde hata yaptık diyerek, bir daha nasıl olmaz diyerek, herkesi kucaklayarak geçmeyi Cenab-ı Hak nasip eylesin.
Ben yaptığınız çalışmanın medya dünyasında çok büyük yeri olduğunu görüyorum. Tabi internet çok acil, çok hızlı, atağa müsait. Gazeteler de öyle. Ama internette bu daha yoğun oluyor. İlerleyen dönemlerde marka değerlerinin artması, bu medya üzerine fikri düşüncesi olmayan, sürekli birinci vitesle gitmeye çalışanların geride kalması kaçınılmaz bir son. Umarım, buradan kaliteli bir medya, kaliteli bir medya arasında da kaliteli bir dijital medya oluşturmaya muvaffak oluruz” temennisinde bulundu.
Ünlü Sanatçı Atilla Taş da, internet medyasının mesleğini yapamayan kaliteli gazetecilerin seslerini duyurabilen bir konumda olduğunu söyledi.
Taş, “Ben inanıyorum ki, ilerleyen zamanlarda internet medyası daha kaliteli, daha iyi bir konumda olacak. Aslında bu dönem, mesleğini yapamayan kaliteli gazeteciler için internet medyasında bir fırsat oluşturdu. Bu dönemlerde geçecek. Buna yürekten inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Taş’ın konuşmasından sonra iftara katılan internet medyası çalışanları da son dönemde yaşanan gelişmeleri kısa kısa değerlendirerek görüşlerini belirttiler.
İftar programı, konuşmaların ardından son buldu.
Haber ve Fotoğraflar: Mehmet ŞAHİNCİLEROĞLU - Deniz Haber Ajansı
