ICT sektörü, 2023’te 160 milyar dolar ciroya ulaşacak
Türkiye’de bilgi ve iletişim teknolojilerinin düzenlenmesi ve denetimi konusunda tek yetkili otorite olan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) yıllık finansal büyüklüğü 31 milyar dolar olan sektöre yön veriyor.
ICT sektöründe halen yetkilendirilmiş 537 işletme bulunurken, bu işletmeler 65 milyon mobil abone, 16 milyon geniş bant abone ve 55 milyondan fazla internet kullanıcısına hizmet veriyor.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Dr. TayfunAcarer, ICT sektörünün 2013 hedefinin 45 milyar dolar, 2023 hedefinin ise 160 milyar dolar finansal büyüklüğe ulaşacağını söylüyor. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Dr.Tayfun Acarer ile ICT sektörü ve dünyadaki gelişmeler ile Türkiye’nin hedeflerini konuştuk.
Sayın Acarer, Bilgi ve İletişim Teknolojilerinin dünyada kullanım yaygınlığı nedir?
Çağdaş dünyanın ekonomik, sosyal, kültürel gelişmelere yön veren en önemli kaynaklarının başında bilgi ve iletişim teknolojileri gelmektedir. Bilgi ve iletişim teknolojileri sayesinde dünya bilgi toplumuna dönüşmektedir. Bu gün dünyadaki toplam 7 milyar nüfusun 2,2 milyarı internet kullanıyor, 5,5 milyarı mobil haberleşme kullanıyor.
Bilgi ve İletişim Teknolojileri sektörünün Türkiye için önemi nedir? Sahip olduğumuz büyüklükler konusunda bilgi verebilir misiniz?
Türkiye’de ICT sektörü ekonomik ve sosyal kalkınmaya önemli katkı veren lokomotif bir sektördür. Tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de ICT sektöründe son yıllarda büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. Türkiye’de 65 milyon mobil abone, 16 milyonun üzerinde geniş bant abone, 55 milyondan fazla internet kullanıcısı bulunmaktadır. Türkiye’de bilgi ve iletişim teknolojileri sektörünün şu anda yıllık cirosu 31 milyar doları geçmiş bulunmaktadır. Sektörün hedefi 2013’de 45 milyar dolara, 2023’te ise 160 milyar dolar ciroya ulaşmaktır. Halen, 537 yetkilendirilmiş işletmeci sektörde hizmet vermektedir ve bunların bazıları dünya çapında büyük işletmecilerdir.
Sayın Tayfun Acarer, Türkiye’nin, Bilgi ve İletişim Teknolojileri sektörü açısından sahip olduğu kaynakların sektöre ne şekilde katkısı olabilir? Dünya çapında söz sahibi olabilmek için neler yapılması gereklidir?
Türkiye’nin sahip olduğu genç, eğitimli ve dinamik nüfus teknoloji kullanmaya yatkınlık ve isteklidir. Bu Türkiye için üretim ve içerik geliştirme açısından değerlendirilmesi gereken önemli bir fırsattır. Değerlendirilmediği takdirde iyi bir ICT kullanıcısı olmaktan öteye geçemeyiz. Oysa, son yıllarda Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanımızın yönlendirmeleri ile, Türkiye’de üretime, yenilikçiliğe, Ar-Ge yapmaya yönelik girişimler artmıştır. Henüz üretim açısından toplam içinde çok az yer tutmasına rağmen, desteklenmesi gerektiğine inandığımız bir üretim arayışını içinde olan firmalarımızın olması çok sevindiricidir.
Türkiye ICT pazarı çok büyük ve dinamik bir pazardır. Her yıl ortalama 17 milyon cep telefonu ülkeye girmektedir. Santral ekipmanları, baz istasyonları, transmisyon ortamının gerektirdiği diğer teçhizatı sayarsak, Türkiye’de ICT sektörü çok büyük mali hacmin konuşulduğu bir sektördür ve bu sektörde yerli üretimde, yerli Ar-Ge faaliyetlerinde atılacak her adım ileride meydana gelecek önemli bir birikimin habercisi olacaktır.
Bunun için yenilikçiliğe dayanan, katma değer yaratan üretim ve geliştirmelerle, uluslar arası rekabet gücü şansını elde edebiliriz. Bu konularda da sevindirici gelişmelere tanık oluyoruz. Türkiye’de bildiğiniz gibi son yıllarda bu konuda önemli düzenlemeler yapılmış olup, en önemlilerinden biri Ar-Ge Kanunudur. Bu arada, Elektronik Haberleşme Kanunu ile BTK gelirlerinin yüzde 20’sinin Ar-Ge fonuna aktarılmasını da bu konudaki düzenlemeler açısından çok önemsiyorum. Yine bu konuda yapılan önemli düzenlemelerden biri; 3G lisanslarını verirken, bu lisansları alan işletmecilere Ar-Ge merkezi kurma ve satın alacakları yazılım ve donanımın yüzde 50’sinin ülkemizde faaliyet gösteren tedarikçilerden alma yükümlülüğünün getirilmesidir. Tüm büyük işletmeciler ve tedarikçiler son birkaç yıl içinde Ar-Ge merkezlerini açtılar ve Ar-Ge mühendisi istihdamını artırdılar. Biz bunu yakından takip ediyoruz. Sayın Bakanımızın da yakından takip ettiği bu konuda alınan kararın ne kadar isabetli olduğunu gördük, yakın gelecekte de buralarda geliştirilen ürün ve hizmetleri iç ve dış pazarlarda göreceğimizi umuyorum.
Çağrı merkezleri konusu da önemle üzerinde duracağımız, gelişen bir alan. Türkiye’de 2011 yılında, çağrı merkezleri piyasası da yüzde 20 civarında büyümüştür. Bu sektörde büyüme potansiyeli hala vardır. Halen 55 bin kişinin çalıştığı çağrı merkezi sektöründe, iki yıl içinde 80 bin kişinin istihdam edilmesi mümkün olabilecektir. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanımız Binali Yıldırım’ın öncelikli bölgelere teşvik verilmesi yönündeki yönlendirmeleriyle, çağrı merkezleri sektörü yeni istihdam alanı olmuştur.
Bu gün artık internetsiz bir yaşam düşünemiyoruz. İnterneti gerçekten yaşam kalitemizi artıracak bir araç olarak kullanabilmek için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından neler yapılıyor, kullanıcılar neler yapmalıdır?
Günümüzde en değerli kaynak bilgidir. Herkesin bilgi üretme, bilgiye ulaşma, bilgiyi paylaşma hakkı vardır. Bu gün artık bunları gerçekleştirmeyi sağlayan en önemli ortam, günlük yaşamımızın ayrılmaz bir parçası olan İnternettir. İnternet ortamının güvenli olması ve siber alemin güvenliğinin sağlanması, ICT sektörünün en önemli sorunlarından biridir. Tüm gelişmiş dünya bunun üzerinde çalışmalar yapmakta, önlemler geliştirmekte, güçlerini birleştirerek insanlık için vazgeçilemez öneme sahip olan bu değerlerin kötü niyetli kullanımını önlemeye çalışmaktadır. Siber savaş, siber güvenlik, siber suçlar, güvenli internet gibi kavramlar artık uluslar arası işbirliklerini gerektirecek boyutta ele alınmaktadır. 2011 yılının başında 41 kuruluşun katılımı ile TÜBİTAK ile birlikte, Siber Güvenlik Tatbikatı gerçekleştirdik. 2012’de iki tatbikat daha yapmayı planlıyoruz.
Güvenli internet konusunu ise bir tüketici hakkı olarak düzenledik ve İnternet servis sağlayıcılar güvenli internet hizmetini talep edenlere, 22 Kasım’dan itibaren sunmaya başladılar. Uygulama sorunsuz bir şekilde devam ediyor ve ihtiyaç hisseden çok sayıda kullanıcı bu hizmetten yararlanıyor. Güvenli internet hizmeti profillerinin çok önemli bir özelliği, internette herhangi bir yavaşlamaya neden olmamasıdır. Türkiye’de 2002 yılından bu yana internet filtre programları satılmaktadır. Bu programlar çok fazla talep görmemiştir. Neredeyse on yıl içinde 23 bin civarında abone bu paralı filtre programları kullanmıştır. Bu kadar az sayıda olmasının bir nedeni başvuru prosedürü, satın alıp kurma için zaman ve bilgi gerektiği ise, başka bir nedeni de internet bağlantısında yavaşlamaya neden olması idi. Güvenli internet profillerinde kullanıcıların program güncelleme gibi bir sıkıntısı olmamaktadır ve bağlantı hiçbir şekilde yavaşlamamaktadır.
İnternet kullanıcılarının kendi güvenliklerini sağlayabilmeleri için bilinçli davranmaları önem taşımaktadır. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu olarak bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarına çok önem veriyoruz ve bu hususta her türlü işbirliğine sıcak bakıyoruz.
Türkiye Bilgi ve İletişim Teknolojileri sektörünün bölge ülkeleri arasında önemli bir yeri olduğunu ve sizin de sektörün bu alanda ilerlemesi için çabalarınız olduğunu biliyoruz. Bu çalışmalar devam edecek mi?
Türkiye’de ICT sektörünün abone büyüklükleri açısından olduğu kadar, katma değerli hizmetler, yazılım geliştirme, destek hizmetleri, çağrı merkezleri, hizmet içi eğitim gibi alanlarda çok önemli bir güce sahiptir. ICT sektörünün bu potansiyelini çevre ülkeler başta olmak üzere, uluslararası pazarlarda sergilemesi için bugüne kadar birçok ülkeye giderek, bu ülkelerde iş olanakları konusunda sektörler bazında görüşmeler yaptık. Bu ilişkilerimiz, bundan sonra da devam edecek.
