Merkezi Şikago'da bulunan global finansal hizmetler şirketi Northern Trust'ın kıdemli analisti Claire Meier, Türkiye’de darbe girişiminin neden olduğu son dönemdeki gelişmelerin, orta ve uzun vadede yatırımcı iştahını ve borç çevirme yeteneğini olumsuz etkilemeyeceğini belirtti.
Dünya genelinde değeri 900 milyar dolardan fazla olan fonu yöneten Northern Trust'ın kıdemli analisti Meier, bir ülkenin mali durumu ve borç çevirme yeteneğinin, genel anlamda siyasi belirsizliklerden olumsuz etkilenebileceğini söyledi.
Türkiye’de darbe girişimini izleyen dönemde ilk etapta yatırımcı iştahının azalmasının söz konusu olabileceğini vurgulayan Meier, şöyle konuştu:
"Türkiye'de bununla birlikte darbe girişiminin neden olduğu son dönemdeki gelişmeler, orta ve uzun vadede yatırımcı iştahını ve borç çevirme yeteneğini olumsuz etkileyecek nitelikte değil. Girişimin hemen sonrasında, liranın biraz zayıfladığını, dolar ve yerel para cinsinden devlet tahvili faizlerinin bir miktar arttığını gördük. Son günlerde, devlet tahvillerinin faizi ve kur yeniden düşüş gösteriyor, ancak hala eski seviyelerinden biraz yüksek konumdalar. Yabancı yatırımcının iştahının azalmasına yol açacak asıl noktaysa darbe girişiminin ardından, Türkiye’nin nasıl bir iç ve dış politikayla devam edeceğinin tam olarak anlaşılamamasıdır. Bu bağlamda, şu anda Türkiye, kendini açıklama dönemi yaşıyor. Yabancı yatırımcılar için uygun bir ortam yaratmak için, Türkiye'nin izleyeceği iç ve dış politikayı dünyaya çok iyi anlatması önemli."
Türkiye'nin bugüne kadar güçlü kurumları ve hukukun üstünlüğüne olan inancını kanıtlaması sayesinde, önemli sayıda yabancı yatırımcı çekmeyi başardığını anlatan Meier, "Uluslarararası kredi derecelendirme kuruluşlarının, kredi notunu gözden geçirirken en çok önem verdikleri konu, ülkenin yabancı sermaye çekebilme yeteneğidir.” ifadesini kullandı.
“YÜZDE 4 BÜYÜME TRENDİ KORUNACAK”
Ziraat Yatırım Strateji Yöneticisi Bora Tamer Yılmaz da darbe girişimini izleyen hafta otoritelerin verdikleri hızlı tepkiyle piyasaların sağlıklı işlemesini sağladıklarını söyledi.
İlk hafta alınan önlemlere karşın fiyatlamaların Türkiye’nin yüzde 4 büyüme trendini yansıtmadığını dile getiren Yılmaz, “Geçen hafta yaşananlar ilk başta yatırımcılar tarafından endişeyle karşılandı. Ancak araya giren hafta sonunun ardından, olayların salim kafayla değerlendirilmesiyle, fiyatlamalarda yeniden düzelme görüyoruz. CDS 270 baz puana düşerken, Borsa İstanbul da haftaya güçlü alımlarla başladı. Kur da 3,02’ye doğru güçlendi. Bu haftaki yatırımcı iştahı da ekonominin yüzde 4 büyüme trendiyle yine uyumlu hale geldi. Türkiye'nin yüzde 4 büyüme trendini koruyacağı görüşündeyiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin ilk etapta artan risk primi nedeniyle maliyetlerinin belli ölçüde arttığını vurgulayan Yılmaz, buna karşın Türk bankalarının yurt dışından finansman bulmaya devam ettiğini, iç talepte ise henüz bir yavaşlama görülmediğini kaydetti
“NOT YATIRIM YAPILABİLİR SEVİYEDE KALIR”
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının erken davranarak tepki verdiklerini anlatan Yılmaz, şunları söyledi:
“Kredi notlarında aslolan borç sadakatidir. Türkiye, geçmişinde borcuna sadık bir ülkedir. Kamu maliyesi, Türkiye’nin en güçlü yanı. Büyüme ortamında vergi gelirleri bütçe dengesini destekliyor. Azalan borçlanma ihtiyacı da kamu borçlanmasını disiplini yansıtan seviyelerde tutacaktır. Bu nedenle borcun geri ödenememesi durumu da çok gerçekçi görünmediği için, Türkiye'nin kredi notuna yönelik gelişmeleri adil bulmuyoruz. Moody’s için beklentimiz notu yatırım yapılabilir seviyede bırakmasıdır.”
