• BIST 9716.77
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • İstanbul 17 °C
  • Ankara 20 °C

Tüketim fazlası elektrik gaza dönüştürülebilecek

Tüketim fazlası elektrik gaza dönüştürülebilecek
KPGM'nin yenilenebilir enerji işlemleri araştırmasına göre akıllı şebekeler gelecekte arz ve talebi yönlendirecek ve elektriği gaza çeviren teknolojiler gündeme gelecek.

KPMG, dünyada enerji sektöründen 200'den fazla üst yöneticiyle görüşerek Yenilenebilir Enerji İşlemleri Araştırması yaptı. Araştırmaya göre yenilenebilir enerji alanında birleşme ve satın almalar artacak. Bu sayede rüzgar, güneş ve hidroelektrik alanlarında yeni yatırımlar yapılacak. Yatırımların kaderini enerji depolama çözümleri belirleyecek. 

AKÜ DEPOLAMA SİSTEMLERİ ÖNE ÇIKACAK 

KPMG Türkiye Enerji Sektör Lideri Ümit Bilirgen, yenilenebilir enerjinin sürdürülebilirliği için akü depolama teknolojilerinin kritik önem taşıdığına dikkat çekti. Bilirgen, “Büyük akü sistemleri, üretilen fazla enerjinin depolanmasına ve tutarsız ya da değişken kaynaklardan sürdürülebilir enerji arzı yaratılmasına imkan tanıyor. Halihazırda verimli ve etkin elektrik depolama sistemlerinin sayıca yetersiz olması, talebin düştüğü veya şebekeye aşırı yükün bindiği dönemlerde rüzgar türbinlerinin durdurulması anlamına geliyor. Ancak yeni nesil batarya teknolojileri, bu santrallerin konvansiyonel enerji santralleri gibi davranabilmelerine imkan tanıyacak. Bu nedenle; 2018 sonrasında yeni bir yatırım alanı olarak öne çıkan akü depolama teknolojileri, bu santrallerin geleceğinde kilit rol oynuyor. Katılımcı yöneticilerin yüzde 98'i yenilenebilir kaynaklara yatırım yaparken dikkate alacakları unsurlar arasında akü depolamanın önemli, yüzde 57'si ise çok önemli olduğunu düşünüyor” şeklinde konuştu. 

ELEKTRİĞİ GAZA DÖNÜŞTÜRME TEKNOLOJİSİ 

Bilirgen konuşmasına şöyle devam etti; “Akü depolama gibi hidrojen teknolojisi de normalde israf edilecek elektriğin büyük kısmının ‘power-to-gas’ (elektriği gaza dönüştürme) teknolojisiyle kullanılabilmesine imkan tanıyor. Bu teknolojinin temelinde, su moleküllerinin elektrik kullanılarak hidrojen ve oksijene ayrıştırıldığı elektroliz işlemi yatıyor. Elektriğin hidrojene (veya ek bir adımla metana) dönüştürülmesi, ortaya çıkan gazın doğal gaz veya diğer fosil yakıtlara alternatif olarak kullanılabilmesine imkan tanıyor. Hidrojenin, son derece yüksek bir enerji yoğunluğuna sahip, yakıldığında CO2 salmayan ve elektriğin aksine süresiz depolanabilen bir gaz olduğunu da akılda tutmak gerek. Araştırmaya katılan enerji uzmanlarının yaklaşık dörtte üçü (yüzde 74) hidrojenin, yenilenebilir enerjinin gelişiminde önemli bir kolaylaştırıcı unsur olacağını düşünüyor.” 

AKILLI ŞEBEKELER ARZ VE TALEBİ YÖNETECEK 

Bilirgen, KPMG araştırmasında ortaya çıkan diğer sonuçları ise şöyle aktardı, “Araştırmaya katılanların yenilenebilir enerji pazarını etkileyeceğine inandığı bir başka teknoloji alanı ise arz ve talebi koordine etmek için gerçek zamanlı dijital iletişim kullanan akıllı şebekeler. Merkezi enerji santrallerinden merkezi olmayan enerji üretimine geçiş yaptığımız bu dönemde mevcut şebekeler, enerji arz hacmiyle baş etmekte zorlanacak. Orta ve düşük gerilimli yenilenebilir enerji kaynaklarını mevcut enerji şebekesine entegre etmeye çalışmak ise bu zorluğu ve karmaşıklığı daha da artıracak. Bu noktada akıllı şebekeler, tutarlı ve güvenli bir arz sağlayarak enerji sağlayıcıların hem performanslarını artırabilmelerine ve faaliyetlerini izleyebilmelerine hem de varlıklarından en iyi şekilde faydalanarak elektrik şirketleri ile yatırımcılardan daha fazla yatırım çekmelerine imkan tanıyacak.”

Bu haber toplam 2967 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Ulaşım Online | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 293 75 48-32 | Faks : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim