Exxonmobil ve Katar Petrol, Güney Kıbrıs’ta 10 numaralı arama bloğundaki Glaucus-1 numaralı kuyuda, 2 bin 63 metre su derinliğinde toplam 4 bin 200 metre derinliğe indi ve 133 metre kalınlığında bir rezervuar kesitinde doğal gaz buldu. Exxonmobil, bulunan doğal gaz hacminin 142-227 BCM (milyar metreküp) aralığında olduğunu ilan etti.
US Jeolojik Araştırma Kurumu’nun yıllar önce yaptığı tahminlere göre Doğu Akdeniz havzası toplam 3.5-4 TCM (trilyon metreküp) doğal gaz rezervine sahip. Artan yeni keşifler Doğu Akdeniz’in sadece tahminlere göre değil bizzat keşfedilen ve üretim yapan sahalar ile gerçekten de çok önemli bir hidrokarbon havzası olduğunu gösteriyor.
Kısaca, bundan böyle Doğu Akdeniz havzasında yeni sahaların keşifleri bekleniyor. Çünkü 3.5-4 TCM rezerve daha gidecek çok yol var...
MISIR NE YAPIYOR?
Aramalar devam ederken Mısır tarafında yoğun bir şekilde hâlihazırda keşifleri yapılan sahaların üretime bağlanması ve pazarlara ulaştırılması için de farklı senaryolar karşımıza çıkıyor. Öyle ki her bir senaryonun siyasi, politik ve ticari açıdan bölge ülkeleri üzerinde farklı etkileşimleri söz konusu. Bugüne kadar bulunan sahalarda üretim ve doğal gazın paraya çevrilmesi alternatiflerine bakmak, stratejik öneme sahip bir çalışma olarak öne çıkıyor.
HABERTÜRK, bölgede petrol ve doğal gazın bıçak sırtı dengelerini bu alana yıllarını vermiş bir uzmanla konuştu. İbrahim Palaz. Türkiye, Palaz’ı, Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Ham Petrol Boru Hattı’nın Türkiye bölümünü işletmek üzere kurulan BOTAŞ International Limited (BOTAŞ BIL) şirketinin genel müdürü olarak tanıdı. Palaz, kariyerinin önemli bölümünü, Amoco ve Halliburton şirketlerinde Amerika, Asya ve Afrika’da petrol arama ve üretme projelerinde geçirdi.
Palaz, sorularımızı şöyle yanıtladı:
- Önce İsrail’le başlayalım. İsrail, Akdeniz’de değişik sahalarda doğalgaz buldu. Son durum nedir?
İsrail sularında Tamar (300 BCM),sonra Leviathan (600 BCM) ve Kıbrıs’ın güneyinde Aphrodite (100 BCM) sahaları keşfedilmişti. Bu keşiflerinin üzerinden uzun süre geçmesine rağmen ekonomik bir üretim çözümü siyasi açıdan bulunamadığı için sadece İsrail’in iç tüketimini karşılamak üzere Tamar sahsında üretim başlatılmıştı.
2015 yılında Mısır sularında İtalyan ENİ şirketi, Akdeniz’de en büyük doğal gaz Zohr (850 BCM) sahasını keşfetmişti. Zohr, 2017’de üretime geçti ve günde 31 milyon metreküp gaz üretmeye başladı.
Gaz Sahası Ülke Keşif Yılı Rezerv Büyüklüğü
Tamar İsrail 2009 300 BCM
Leviathan İsrail 2010 600 BCM
Aphrodite G Kıbrıs 2011 100 BCM
Zohr Mısır 2015 850 BCM
- Peki, bu aşamada bölgede kısa süre önce ilan edilen yeni keşif ile beraber şu ana kadar Doğu Akdeniz’de doğal gaz keşfi yapan ülkelerin önlerindeki opsiyonlara bakalım ve Türkiye’nin nasıl bir rol üstlenmesi gerektiği üzerinde konuşalım. Opsiyonları tek tek sıralar mısınız?
Zohr sahasının hızlı bir şekilde üretime geçmesine rağmen İsrail’in büyük keşfi olan Leviathan ya da Kıbrıs’ın güneyindeki Aphrodite sahaları bir türlü üretime başlayamadı.
- Mısır’da durum nedir?
Mısır, ülkede petrol ve doğal gaz üretimini yabancılar ile beraberce neredeyse 100 yıla yakın bir süredir başarıyla yürütüyor; bunun için her türlü hukuki altyapısı ve deneyimi var. Bu nedenle Zohr sahası, rekor sürede üretime başladı. Keşiften neredeyse iki sene içerisinde… Mısır’da doğal gaz için ciddi bir alt yapı da zaten mevcuttu. Mısır, 2000’den evvel doğal gaz ihraç ederken sonraları artan dahili talep nedeniyle ithal eden bir duruma gelmişti. Bu nedenle Zohr’un keşfi ile üretim hemen gerçekleşti; önce dahili talep doyurulup fazla üretim zaten var olan LNG tesisleri ile ihraç edilecektir.
- Mısır, İsrail ve Güney Kıbrıs’a göre daha hızlı yol aldı, öyle mi?
Evet, Mısır’ın dışında İsrail ve Güney Kıbrıs’ın, petrol ve gaz sektörüne Türkiye kadar aşina olmadıkları görülmektedir. İsrail’de doğal gazın ihracatı ile ilgili hukuki alt yapı hala oluşturulamamıştır. Doğal gaz üretiminin bir tekel elinde olmaması, vergilendirilmesi ve devlet tarafından denetlenmesi konularında eksikliklerin halen devam ettiği görülmektedir.
Ada’da bir LNG terminali ile Güney Kıbrıs ve İsrail’in gazı sıvılaştırıp ihraç etmesi. Bu 3-5 yıldır. Güney Kıbrıs Aphrodite keşfine yeni keşfi de ilave edersek kendi başına Ada’da bir LNG sıvılaştırma terminalini düşünebilir ancak bunun bu şekilde ticari olması kaba hesaplara göre mümkün olmayacaktır. İsrail ile beraber bir çözüm, müşterek bir LNG terminali Ada’da muhtemel görünebilir ancak bunu bugüne kadar en son Blok 10’daki keşfe kadar bir türlü hayata geçirememişlerdi. Bundan sonra bu ihtimal daha iyi görünebilir. Bunu zaman gösterecektir.
- İkinci opsiyon nedir?
İsrail’de denizde kurulacak bir LNG terminali ile ihracatın LNG olarak gerçekleşmesi. İsrail’in kendi başına denizde bir platform üzerinde LNG sıvılaştırma tesisi kurması bugüne kadar ciddi bir şekilde değerlendirilmemiştir çünkü bunun için dünyadaki tek örnek Avustralya’dadır ve mali açıdan çok kötü bir emsal teşkil etmektedir. Dolayısıyla denizde bir sıvılaştırma tesisi ne İsrail ne de Güney Kıbrıs tarafından değerlendirilmektedir.
İhraç edilecek gaz LNG, dünya pazarında diğer bütün LNG satıcıları ile fiyat açısından eşit bir şekilde satılacaktır. Burada İsrail’in doğal gazı üretip sıvı hale getirmesinin maliyeti dünyadaki en pahalı maliyet olacaktır yani ortak şirketlere daha az kar bırakacaktır
- İsrail’de, LNG tesisi kurulması söz konusu mu?
İsrail’in kendi topraklarında bir LNG tesisi kurması sıvılaştırmayı burada yapması, bu 3-5 yıldır İsrail için son derece makul olan bir çözüm olarak görünmektedir. Üretilen doğal gazı karaya denizaltından boru hattı ile getirmek ve karadaki LNG tesisi ile doğal gazı ihraç etmek. Bunun aslında uygulanması çok hızlı olabilir ve bu tamamen İsrail’in kendi inisiyatifinde herkesten bağımsız bir alternatif olabilir. Burada top hem Leviathan sahasının operatörü şirketlerde hem de İsrail meclisindedir. Yatırım yapma ve uygun görülme durumları olduğunda bu alternatif hayata geçebilecek gerçekçi bir çözümdür. Böyle bir tesisin kurulması durumunda ise Güney Kıbrıs da gazını boru hattı ile buraya getirerek bu tesisi kullanmayı düşünebilir.
Ancak burada şunu belirtmek gerekmektedir. İhraç edilecek gaz LNG, dünya pazarında diğer bütün LNG satıcıları ile fiyat açısından eşit bir şekilde satılacaktır. Burada İsrail’in doğal gazı üretip sıvı hale getirmesinin maliyeti dünyadaki en pahalı maliyet olacaktır yani ortak şirketlere daha az kar bırakacaktır.
- Akdeniz’de gaz boru hattı opsiyonu konusunda ne dersiniz?
Doğu Akdeniz’de İsrail- Güney Kıbrıs-Girit-Yunanistan doğal gaz boru hattı. Bu Boru hattı denizde takip edeceği rota itibarıyla teknik olarak zor ama bu engel teşkil etmemektedir, önemli parametre ticari olarak pahalı olmasıdır. Böyle bir boru hattının ticari olabilmesi için kabaca minimum ihraç edilecek miktarın 10 BCM civarında olması öngörülmektedir.
Kaldı ki Yunanistan’ın bütün tüketimi 4 BCM civarındadır, bu nedenle artan hacmin Yunanistan’ın ötesine taşınması gerekmektedir. Bu da örneğin TANAP’ın devamı TAP’a bir bağlantının kurulması ile olabilecektir. Bu şekilde İtalya ve ötesine Doğu Akdeniz gazı taşınmış olabilir. Bu alternatif bugüne kadar fazla bir yol alamamıştır. Ama bundan sonra da yol kat etmeyeceğini düşünmek saflık olur çünkü yeni doğal gaz saha keşiflerinin bütün hesapları altüst etme yeteneğine sahip olduğunu kimse unutmamalıdır.
- Ciddi bir boyut kazanıyor, öyle mi?
Böyle bir proje için Güney Kıbrıs, Yunanistan ve İsrail prensip olarak anlaştıkları ortadadır, ticari parametrelerin daha iyileşmesini beklemektedirler, yeni keşifler bunu sağlayabilir.
- Mısır’da var olan LNG tesisi…
Mısır’daki var olan LNG tesislerinin Güney Kıbrıs ve İsrail tarafından kullanılması. Zohr sahasının keşfinden önce İsrail’in Mısır’a doğal gaz ihracatından söz edilmekteydi artık buna ihtiyaç kalmamıştır. Ancak bundan böyle aramanın en aktif bir şekilde uluslararası şirketler tarafından yapıldığı Mısır en büyük keşiflerin beklendiği ülkedir. Hem arama faaliyeti yüksektir, hem de jeolojik açıdan diğer bütün Doğu Akdeniz ülkelerinden daha büyük rezervler burada bulunacaktır.
Bu durumu Mısır da bilmektedir. Güney Kıbrıs da İsrail de dolayısıyla Mısır, kısa sürede elindeki LNG sıvılaştırma kapasitesini ileride komşuları ile paylaşıp kendi gazı yerine rakip gazı sıvılaştırmayı düşünmeyecektir. Bu diğer üretici ülkeler içinde problem yaratacaktır. Mısır LNG tesisine güvenerek üretim planlarını yapmak, onlar açısından çok akıllıca görünmemektedir. Ancak siyasi açıdan bakıldığında Kahire farklı çözümlere daha ılımlı bakabilecektir. Ticari açıdan olmasa da siyasi açıdan Mısır’ın çıkarlarını ön plana koyarak hareket edebilir. O zaman en azından kısa dönemde İsrail gazının Mısır’a taşınması ve orada sıvılaştırılıp satılması mümkün olabilir.
- Boru hattının Türkiye’ye doğru uzanması, opsiyonu hakkındaki görüşleriniz neler?
Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye 500 kilometre boru hattı ile doğal gazın taşınması. En az 2 yıl. Bu ilk başından beri en makul çözüm olarak durmaktadır ancak bunun için doğal gazın Türkiye’de tüketimi için bir fiyat tespiti, bir de TANAP + TAP için taşıma ücretlerinde anlaşma sağlanmalıdır. Bu konuda ülkemizde özel sektörden bu işe soyunan birçok şirket olmuştur ancak anlaşma bir türlü sağlanamamıştır. Bunun tek nedeninin ticari olduğundan kimsenin şüphesi olmamalıdır. Bunun için tarafların ellerindeki opsiyonlara bakarak harekete geçmesi ve yerinde değerlendirmeleri en doğru yol olacaktır.
Leviathan + Aphrodite şayet anlaşma sağlansaydı 2012-2013’ten beri Türkiye’ye ya da Avrupa’ya gaz satıyor olabilirdi.
- Doğu Akdeniz’den doğal gazın sıkıştırılarak CNG, ihraç edilmesi…
Aslında bu opsiyon İsrail ve Güney Kıbrıs için en geniş yelpazede pazar sunan bir çözüm yöntemidir. Bunun için doğal gazı sıkıştırarak, CNG olarak taşıyacak tankerlerin inşa edilmesi gerekir ve bu tankerlerin kargolarını bin 500 kilometre mesafeye kadar taşımalarında LNG’den daha ekonomik oldukları bilinmektedir. Bu menzilde birçok pazar ülkeye CNG çok basit alıcı terminaller kurularak götürülebilir. Bunun ekonomisi genelde makul görülmektedir, hele ki üreticilerin ihraç kapasiteleri yılda 10 BCM’in altında olursa.
Sıkıştırma platformları, gemileri ispat edilmiş fazla bilinmeyeni olmayan bir çözümdür. Dünyanın birçok yerinde yakın mesafelerde doğal gaz bu şekilde ticari olarak taşınmaktadır.
-Türkiye, bölgedeki doğalgaz çıkarlarını en üst düzeye taşımak için ne yapmalı?
Türkiye’nin stratejisi, Doğu Akdeniz’deki doğal gaz oyununda aktif olmaktır, yapıcı olmaktır, kenarda seyirci kalmamasıdır. Türkiye hem Azerbaycan hem de Rusya ile transit anlaşmalar yapmış, projelerin hayata geçirilmesinde örnek bir ev sahipliği sergilemiştir. Bu konudaki becerimiz ve tecrübemiz dünyada sektörün takdir ettiği seviyededir. Açık ve net bir şekilde söylemek gerekirse Doğu Akdeniz’deki diğer oyuncular aynı tecrübeye sahip değiller ve daha tamahkar bir şekilde hareket ediyor olabilirler. Her şeye rağmen bütün tarafların çıkarlarını gözetecek herkesin kazanacağı çözümleri arayıp bulmak ve hayata geçirmek son derece önemlidir. Türkiye’nin stratejik çıkarları bu şekilde en iyi korunabilir.
- Petrol arama çalışmalarına ilişkin görüşleriniz neler?
Elbette ülkemiz ikinci sondaj gemisi Yavuz’un da katılımıyla aramalara hız verecektir. Unutulmamalıdır gemi almakla petrol doğal gaz bulunmaz, sondaj yapmadan da petrol doğal gaz bulunmaz. Kuyu kazarak doğal gaz ve petrol bulunur, her kuyuda beklentileri kamuoyunda doğru yönetmek gerekir. Akdeniz’de Türkiye doğal gaz bulmalıdır, bulacaktır.
Son olarak not edilmesi gereken Doğu Akdeniz’de yapılan keşiflerin hepsi uluslararası şirketler tarafından yapılmıştır hiçbirisi Mısır, İsrail veya Güney Kıbrıs şirketleri tarafından yapılmamıştır. Petrol aramak tecrübe, birikim, teknoloji gerektirir bunların hepsini hemen parayla satın almak mümkün değildir. Türkiye’nin doğru ittifaklar yapmasında fayda vardır. Türkiye elbette bu sektörde söz sahibi olacaktır, bunu hızlandırmak mümkündür.
KAYNAK: HABERTÜRK