• BIST 9044.53
  • Altın 2296.889
  • Dolar 32.3247
  • Euro 35.0593
  • İstanbul 19 °C
  • Ankara 21 °C

Ahmet Arslan: 1.5 milyon kişiye istihdam sağlanacak

Ahmet Arslan: 1.5 milyon kişiye istihdam sağlanacak
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Arslan, "İstanbul Yeni Havalimanı'nda 225 bin kişi çalışacak, TÜPRAŞ'ın tam 45 katı. Dolaylı 1,5 milyon insana istihdam sağlanacak." dedi.

​Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Arslan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın uçağının, dün İstanbul Yeni Havalimanı'na indiğini, bunun tarihi bir an olduğunu aktararak, bu havalimanının hem Türkiye hem de dünya için farklı anlamlar taşıdığını bildirdi. 

Türkiye'nin en büyük fabrikaları, sanayi devlerinden birinin Tüpraş olduğuna dikkati çeken Arslan, "Şu anda İstanbul Yeni Havalimanı'nda 35-36 bin kişi çalışıyor. Bittiğinde başlangıçta 100 bin kişi çalıştıracak, Tüpraş'ın 20 katı. 2023'e geldiğimizde diğer fazlar devreye girdiğinde 225 bin kişi çalışacak, Tüpraş'ın tam 45 katı. Dolaylı olarak etkilediği, hizmet aldığı kesimleri sayarsanız yaklaşık 1,5 milyon kişiye istihdam sağlayacak. Dünyanın niye 3. havalimanından rahatsız olduğunun en iyi göstergesi." diye konuştu.

"Türkiye için marka proje"

Dünya havacılığının ağırlık merkezinin Avrupa'nın batısından doğuya doğru kaydığına dikkati çeken Arslan, Çin ve Hindistan'ın gelişimine bağlı olarak artık dünya havacılığının ağırlık merkezinin Türkiye'nin bulunduğu nokta olduğunu söyledi. Arslan, bu durumun da havalimanının ne kadar isabetli bir kararla yapıldığını gösterdiğine işaret ederek, şöyle devam etti:

"Sayın Cumhurbaşkanımızın 10 yıl önce yerini araştırıp, dünyaya hizmet edecek havalimanı yapılması talimatı ile başladık. İyi ki o gün başlamışız, bugün başlasak geç kalınmış olurdu. Başlangıçta 90 milyon, sonraki etaplarda 150 milyon, gerektiğinde 200 milyon yolcuya hizmet verecek. 2025 yılında Türkiye'de oluşacak yıllık gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 5'ine yakınını sadece bu havalimanı oluşturacak. Bu havalimanı bu anlamda çok anlamlı. Dünya havayolu şirketleri de gelip oradan dünyanın uzak yerlerine gidebilecek. Bunlar hava sahamızı kullandığı, uçakları indiği, yolcu geldiği ve yaptıkları alışverişle birer gelir sağlayacak ve ülke ekonomisine katkı olacak. Sadece istihdam anlamında değil, ekonomik olarak oluşturacağı katma değer de olacak. Muhteşem bir proje, prestij projesidir, Türkiye için bir marka projedir, aynı zamanda ülkenin hem istihdamına hem ekonomisine katkı verecek projedir."

Arslan, İstanbul Yeni Havalimanı'nın ardından Avrupa'nın çeşitli havalimanları için genişletme kararı alınmasını da değerlendirerek, şunları kaydetti:

"Dünya havacılığında bir sirkülasyon var ve insanlar bir yerlerden bir yere uçuyor. Birileri bu hizmeti veriyor. Yeni havalimanı bu büyüklüğüyle hizmete girince birileri bu hizmeti veremeyecek. Dünya havacılığının ağırlık merkeziyiz, avantajlı konumumuzla çerçevesinde insanlara hizmet sununca insanlar bizi tercih edecekler. İnsanlar bizi tercih edeceği için onlar bırakın büyütmeyi, küçülmek zorunda kalacaklar, ondan rahatsızlar. Dünyanın pek çok yerinde 10-12 yıldır süren, hala bitmeyen havalimanları var. İstanbul Yeni Havalimanı 4 yıl önce başlamıştı, 4,5 yılda yolcu taşır hale gelecek. Bu, birçok yeri rahatsız ediyor, birçok yerde bazı insanlara fatura çıkarabiliyor."

Atatürk Havalimanı alanının "Millet Bahçesi"ne dönüştürülmesi projesine değinen Arslan, Atatürk ve Sabiha Gökçen havalimanlarının, ortak hava trafiği nedeniyle birlikte çalışmalarının mümkün olmadığını söyledi. 

Atatürk Havalimanı'nın yerel havacılığa hizmet etmesini düşünmelerine karşın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuda söylemleri olduğunu hatırlatan Arslan, "Tayyip yine oraya bina yapacak, yine AVM yapacacak, birilerine peşkeş çekecek, birilerini zengin edecek, diyorlar. Evet, Tayyip birilerini zengin ediyor, ülke vatandaşını zengin ediyor. Bu çok net. Ya yaptıklarıyla zengin ediyor ya da Atatürk Havalimanı ile ilgili verdiği kararlarla hem çevrecilik hem nefes alma boyutuyla zengin ediyor. 'Burayı İstanbul'a nefes aldıracak bir hale getireceğim.' demişti. Gerçekten bir Millet Bahçesi olacak. Muhteşem bir alan, muhteşem bir peyzajla hizmet verecek." diye konuştu.

Arslan, taşınmanın etap etap gerçekleşeceğini, 29 Ekim'de İstanbul Yeni Havalimanı'nın açılmasının ardından iki gün içinde Atatürk Havalimanı'ndaki bütün yolcu taşımalarının buraya yönlendirileceğini bildirdi. 

Hava trafiği ve seyrüseferle ilgili işlemlerin biraz daha zaman alacağını dile getiren Arslan, "Sayın Cumhurbaşkanımız da ifade ettiler, yaklaşık 2 yıl içinde hem seyrüsefer hizmetlerinin tamamen bu tarafa (yeni havalimanı) verilmesini hem de oranın (Atatürk Havalimanı) park haline getirilmesini planlıyoruz. Eminim vatandaş lehine en iyisi hangisiyse ona karar verip, oranın İstanbul'a nefes aldıran bir yer olmasını sağlayacağız." ifadesini kullandı. 

Köprü ve otoyol gibi projelerin Yap-İşlet-Devret (YİD) modeliyle değil de devlet kaynaklarıyla yapılmasının maliyetine ilişkin bir soru üzerineArslan, YİD ile yapıldığında işlerin özel sektörün hızıyla gerçekleştiğini söyledi.

Özel sektörün daha hızlı iş yaptığına, burada bir kazanç olduğuna dikkati çeken Arslan, kamunun kredi bulup kaynak bulmasının çok daha zor olduğunu, özel sektörün kendi öz kaynaklarını teminat göstererek çok daha düşük maliyetle kredi bulabildiğini kaydetti. 

Bakan Arslan, şöyle devam etti:

"Biz ülke olarak kendimiz yaptığımızda, ya '20-25 sene sonra yapalım' diyecektik çünkü elimizde hazır bir para yok ya da yine borçlanacaktık, 81 milyon da bu borcu ödeyecekti. Bunu öderken de ülkenin geriye kalan yerlerine hizmet edemeyecektik. Halbuki özel sektör marifetiyle yapınca, köprüyü, otoyolu, tüneli, havalimanını kullanıcı ödüyor. 'Garanti veriyorsunuz, garantiden kaynaklı biz ödüyoruz ' eleştirisi geliyor, orada bir haklılık payı var. Zaten fizibilite ilk birkaç yılda garanti rakamına erişilmeyeceğini ve arada farkı bizim vereceğimizi öngörüyor ancak birkaç sene sonra hem garanti rakamına erişiliyor, dolayısıyla tamamını kullanıcı ödüyor. Tamamını kullanıcı ödemese dahi hepsini 81 milyon ödeyeceğine, bir kısmını 81 milyon ödüyor."

Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne 135 bin araç geçiş garantisi verdiklerini hatırlatan Arslan,  "Eğer biz YİD ile yapmasaydık, bütün parasını vatandaş olarak biz verecektik, şimdi 110 binini geçen vatandaşlar ödüyor, arada 25 bin kalıyor, onu biz ödüyoruz. Birkaç yıl içinde bu tamamen garanti rakamına erişeceği için yine kullanıcı vermiş olacak." dedi.

"Ulaştırma projelerine 15 yılda 474 milyar lira harcadık"

Arslan, YİD ile yapılan havalimanlarının kendilerine kaldığını belirterek, bunları kiraya vererek 10 milyar dolar gelir elde ettiklerini bildirdi.

Otoyolların ve Avrasya Tüneli'nin de işletme döneminin sonunda kendilerine kalacağını ve bunları kiraya vererek gelir elde edeceklerini anlatan Arslan, bu gelirlerle ülkenin geri kalan yerlerine hizmet edeceklerini söyledi.

Bu haber toplam 1894 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Ulaşım Online | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 293 75 48-32 | Faks : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim