Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) kurucu kurul üyesi Prof. Dr. Kemal Çevik, CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener'in, "Bankacılıktan sorumlu bakan olarak görev yaptığı 2005 yılında İhlas Finans mağdurlarının alacaklarının ödenmesi için Bankacılık Kanunu'nda düzenleme yapmak istediği ancak bu maddenin TBMM Genel Kurulunda tasarıdan çıkarıldığı" yönündeki iddialarını AA muhabirine değerlendirdi.
Bankacılık Kanunu'nu hazırlayan isimlerden birisi olduğunu anımsatan Çevik, Şener'in, "İhlas Finans mağdurlarının alacaklarının nemalarıyla birlikte ödenmesi için Bankacılık Kanunu'na madde koyduk" sözlerinin gerçekle bağdaşmadığını belirtti.
Çevik, kanunun 3. maddesinin, katılım bankalarının özel cari ve katılma hesapları yoluyla fon toplayabilmesini düzenlediğini bildirerek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Sayın Şener, bu katılım bankasını mevduat bankası olarak değerlendiriyor. Buradan hareket ettiği için yanlış sonuca varıyor çünkü mevduatı, mevduat bankaları faiz ödemek için toplarlar.
Mevduat bankaları böyle iken katılım bankaları faiz alamazlar. Bunlar da özel cari ve katılma hesaplarını kullanıyor ve faiz vermeleri söz konusu değil. Bu bakımdan katılım bankalarının sorumlulukları, mevduat bankalarının sorumluluklarından farklıdır. Bunlara kanunen, mevduat bankalarında olduğu gibi tasarruf mevduatı güvencesi sağlanamamıştır.
Kanun Mecliste tartışılırken, el konulan bu katılım bankasıyla ilgili nasıl bir işlem yapılacağı görüşülmüş, tasarıya bunların ayrı bir tasfiye usulüne tabi olması yolunda bir değişiklik eklenmişti."
"Hazine kaynaklarıyla ödenemezdi"
Şener'in, söz konusu açıklamalarının doğru olmadığını aktaran Çevik, "Böyle bir şey olamaz. Mevduat bankası değil bunlar, katılım bankasının borçları katılım bankasıyla ilişkiye girmiş hesap sahiplerini ilgilendirir. Bu bakımdan Hazine kaynaklarıyla ödenmesi söz konusu değildir. Sayın Şener'in savunduğu gibi Hazine kaynaklarıyla ödenmesi söz konusu olamaz.
Ya karıştırıyor ya da kasıtlı hareket ediyor. Bunlar Hazine güvencesine alınamaz, bunların mevduatı yok, katılma hesapları ve özel cari hesapları var. Mevduat sayılmayınca garanti altına alınamaz çünkü kar zarar ortaklığı var. Katılım Bankaları Güvence Fonu ayrıdır." ifadesini kullandı.
Çevik, ancak bu finans kuruluşlarının tasfiye edilerek aktif ve pasiflerinin nakte çevrilmesi yönünde düzenleme yapılması gereğini anlatarak, "Bu finans kuruluşu iflas ettirilseydi, mevcutlar satılıp alacaklar oradan ödenebilecekti ancak bunlar tasfiyeye tabi tutuldu. Bu tasfiye işlemleri de takip edilemedi. Zaten İhlas Finansın mal varlığı bunu ödemeye yetmiyordu." değerlendirmesinde bulundu.
