• BIST 9102.02
  • Altın 4276.56
  • Dolar 39.6602
  • Euro 45.7343
  • İstanbul 18 °C
  • Ankara 14 °C

TOFED Terzi döneminde neler yapacak?

TOFED Terzi döneminde neler yapacak?
Türkiye ismi almış tek federasyonun TOFED olduğunu söyleyen Başkan Terzi, “71 derneği ile bu kadar büyük yapıya sahip olan kurum giderek büyümektedir. Bu da doğru yolun burası olduğunu göstermektedir” dedi.

Hareketli seçim sürecinin ardından Türkiye Otobüsçüler Federasyonu (TOFED) Başkanlığı’na gelen Rüştü Terzi ile bir araya geldik.

TOFED Başkanı Rüştü Terzi, otobüsçüleri sevindirecek ve en önemlisi ülke ekonomisine bile katkı sağlayacak projelerini ekibimizle paylaştı.

Otobüs camiasının içinden gelen bir isim olarak meslektaşlarının tüm sorunlarına ses olacak Rüştü Terzi, “Bizim işimiz çok kutsal bir iş. Çünkü kimse çocuğunu, parasını, karısını, anasını, babasını kimseye emanet etmez ama bizim meslek mensuplarımıza emanet eder. O yüzden ben teşrifatçısından, yönetim kurulu başkanına kadar herkesi kucaklıyorum” dedi.

TOFED Başkanı Rüştü Terzi döneminde neler yapacak?

Yönetime geleli çok kısa bir süre oldu fakat çalışmalarımıza başladık. Yapacağımız işlerden en önemlisi Shell ile olan projelerimiz. Çünkü geliri olmayan sivil toplum örgütleri, istediklerini yapamazlar. Dolayısıyla gelir sağlayıcı argümanlarımızı geliştirmemiz lazım. Bu argümanlar genişledikçe federasyonlara, derneklere olan firmaların bağlılıkları artacak. Biz de insanların oraya girmek istemesi, oralarda faydalı olmak istemesi adına daha da güzel işler yapacağız.

Öncelikle yurtiçindeki araçların, yurt dışına satılabilmesi hep konuşulan bir konu. Bunların bir planlama çerçevesinde yapılması gerektiğini düşünüyorum. İlk önce sistemimizi beğenen ve sistemimizi ihraç edebileceğimiz ülkeleri bulmamız gerekiyor. Bunlar benim nazarımda Suriye, Mısır, Irak, Gürcistan, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan gibi ülkelerdir. Biz bu ülkelerdeki çalışmalarımızı geliştirip, sistemimizi satma yoluna gideceğiz.

Sistem satmak ne demek? Bunu biraz açar mısınız?

Ulaştırma Bakanımızla görüşmeler yapıp, onun önderliğinde ilgili ülkelere gidip görüşmeler yapacağız. Devlet Bakanımız Kürşat Tüzmen, Maliye Bakanımız Kemal Unakıtan, Sayın Başbakanımız, Sayın Cumhurbaşkanımızla görüşmeler yapacağız ve ikinci el araçlarımızın o ülkelere Türkiye’den de ihraç edilmesi için gerekli kanun veya mevzuat değişikliklerini isteyeceğiz.

Böyle bir sistemin oluşması hem iç piyasada ikinci el araçların değerlendirilmesini hem de birinci el araçların satışının artmasını sağlayacak. Dolayısıyla ekonomiye büyük katkısı olacak ve esnafımız para kazanacak. Arıca bu konu için Türkiye’de üretim yapan firmalarla da görüşeceğiz ve ikinci el bakım hizmeti vermelerini isteyeceğiz.

Daha önce üç dönem milletvekilliği yapmış Mustafa Baş’ı başdanışman olarak kadromuza dahil ettik ve bu projemiz için çalışmalarımıza başladık. Devlet yetkilileriyle randevularımız alıyoruz. Kısa sürede projemizin meyvelerini alacağımızı düşünüyoruz.

Korsan taşımacılık konusunda çalışmalarınız var mı?

Korsan taşımacılık otobüsçülerin kanayan yarası. Henüz genel başkanlığa seçilmeden önce Ulaştırma İstanbul Bölge Müdürü ile bu konuda yaptığım görüşmeler olmuştu. İçinde iki memur barındıracak, teknolojik açıdan donanımlı iki tane araç yaptırmayı düşünüyoruz. Araçların maliyetini biz üstleneceğiz, giydireceğiz ve şoförünü koyacağız. Ulaştırma Bakanlığı’ndan sadece istediğimiz bu araçlar da denetleme yapacak iki memur, çünkü bizim denetleme yapma yetkimiz yok. Korsan taşımacılığın ancak Ulaştırma Bakanlığı ile müşterek çalışmalarla önlenebileceğini düşünüyoruz.

Ayrıca Ulaştırma Bakanlığı’nın bu konudaki planları arasında her ilin giriş-çıkışlarına denetim noktaları yapmak var. Ama bu hemen olacak iş değil. Daha önce yaptığım görüşmelerden sonra Ulaştırma Bakanlığı aynı uygulamayı gezici kontrol TIR’lar oluşturarak bir nebze yaptı. Ama biz sözümüzdeyiz ve yılbaşından sonra bu araçlarımızı hayat geçiririz.

TOFED’in her iki senede bir Mayıs ayında olağan genel kurulu yapılıyor. 2009 yılının Mayıs ayında olağan genel kurulumuza kadar hedefimize koyduğumuz kısa vadede yapmak istediğimiz bunlar. Tabii, (e) bilete geçmek istiyoruz. Firmalarımızın daha da kurumsallaşmasını arzu ediyoruz. Eğitime önem veriyoruz.

Shell projemizi kredi kartıyla entegre etmeyi düşünüyoruz. Smart kartları, Shell ile yaptığımız anlaşma çerçevesinde TOFED amblemli yapıp, 5 Ocak 2009 itibariyle bireysel kartla yakıt kullanan bireysel otobüsçümüze akaryakıt indirim kartı vereceğiz.

Bu kartı, birde kredi kartıyla süslemek istiyoruz. O bağlamda 2–3 bankayla görüşmelerimiz devam ediyor. Shell ile yaptığımız görüşme ve anlaşma neticesinde otobüsçümüze yüzde 9’luk bir indirim sağlayacağız. Bunu yüzde 1’lik banka kartıyla da birleştirdiğimizde otobüsçü mazot aldığı zaman yüzde 10’luk bir indirime sahip olacak.

Shell ile olan projenizi anlattınız. Otobüsçüye katkı sağlayacak başka projeleriniz var mı?

Öncelikle bu kartın çıkmasını bekliyoruz. Kart çıksın, önümüzü bir görelim. Birde hepsini üst üste koyup çorba da yapmak istemiyoruz. Önce biraz yol almalıyız. Daha sonra lastik, akü, parça konusunda çalışmalar yapmayı planlıyoruz. Örneğin, firmaların servisleriyle anlaşmalar yapıp otobüsçülerimizin servislerden indirimli faydalanmasını sağlayabiliriz. Ama önce yaptığımız işin getirilerini görüp, kendimizi sağlama almalıyız.

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım göreve yeni geldiği dönemlerde yüzde 95 civarında karayolundan yapılan yük ve yolcu taşımacılığını yüzde 40’lara düşüreceğini söylemişti. Bu konuda ki düşünceleriniz nedir?

Bu mümkün değil. Çünkü dünyada hiçbir ülkede yüzde 85’in altında olan karayolu taşımacılığı yok, teoriye aykırı.

Sizce KDV, ÖTV indirimi bunun için mi yapılmıyor? Çünkü havayolu ve denizyolunda indirimler yapıldı.

Yok öyle değil. Uçakta zaten yoktu, koyulmadı diyelim. Denizde indirildi, sebep olarak da balıkçılığı teşvik gösterildi ve denizdeki araç sayımız belli denildi. Onları hep örnek gösterdik, “Denize indirdiniz ama biz denizden kaçak alıyoruz mazotu” dedik. Ama sanki kendi kendimizi de ihbar eder gibi olduk, çünkü ucuz mazot almamaya başladık.

Havayolunun o dönemdeki şansını 2001’de Amerika’da kulelere giren uçaklara bağlıyorum. Çünkü o dönem tüm dünyada uçak fobisi başladı. Bununla beraber uçakların kiralanma fiyatları düştü ve uçak kiralamak cazipleşti. Ama bu bazı uçak firmalarının da batmasına neden oldu. Şunu söyleyebilirim, Türkiye’de hala uçakla seyahat edecek gelir düzeyine sahip değiliz. Çünkü bana Türkiye’den başka 5–6 otobüs üreten fabrikası olan bir ülke gösteremezsiniz. Demek ki bu iş Türkiye’de bir sektör, bir katma değerdir. Örneğin, İstanbul-Ankara, Ankara-Konya ve Ankara-Samsun’dan başka hızlı treni kullanacağınız yer, jeolojik alan yok. Dolaysıyla Türkiye’de karayolu var, hep gelişecek ve dünyaya her zaman örnek olacak. Bundan vazgeçmemiz mümkün değil.

Uçak firmalarının bilet fiyatlarında indirim yapması sonucunda bazı otobüs firmalarının uçak bileti satması konusundaki düşünceleriniz nelerdir?

Otobüs firmalarının uçak bileti satması onlardan korkmadıklarını gösterir. Ayrıca uçak bileti satan firmaların aynı zamanda seyahat acentesi belgeleri de var. Olmayanlar tabi ki suç işliyorlar, bu durum kendilerini ilgilendirir. Biz uçaktan korkmuyoruz.

Olağanüstü genel kurulda İSTAB’ın da TOFED bünyesine katıldığı açıklandı. TOFED’e katılacak başka meslek kuruluşu olacak mı?

Federasyonumuzun ismi, Türkiye Otobüsçüler Federasyonu. Dolayısıyla Türkiye ismini almış Türkiye’deki tek federasyon. Taşımacılık adına faaliyet gösteren herkesin bu çatı altında birlik ve beraberlik içinde toplanması için elimizden geleni yaparız. Bunun ilk örneği İSTAB oldu. UYTAD aynı şekilde bize katılmak için kongre yapıyor. Bunun dışında bizimle beraber hareket etmek isteyen, çalışmak isteyen herkese kapımız açık. Herkesin tek vücut, tek nefes, tek bilekle dileklerini söylemesi, sorunlarını tartışması için aynı çatı altında bulunmayı talep ediyoruz.

Ayrıca bu çerçevede Shell indirimimizden dolayı İstanbul’da ki şehir içi taşımacılarla, halk otobüsleriyle de görüşmelerimiz var. Belki onları da farklı bir dernek çatısında toplayıp onları bünyemize alacağız.

Ticaret odası seçimlerine TOFED’i kim hazırlayacak?

Lobi çalışmasına çok önem veririm. Bu çalışmalar adım adım aşağıdan yukarıya gelmekle olur. Ticaret odası bunun ilk adımı. TOFED’e bağlı derneklerin bütün şirketlerine yazı yazıyorum ve herkesin ticaret odası meclislerine girmesini, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği delegesi adaylığını istemelerini ve TOBB’a aday olmalarını istiyorum. Çünkü bu adım adım gidilecek bir olay. Ve eğer TOBB’da delege sayımızı arttırabilirsek, hükümete, ilgili bakanlıklara etkinliğimiz, yaptırımınız daha kolay olur. Bu projeyi taşımacılıkla ilgili tüm birimlerin desteklemesini istiyorum.

7 kişi komiteye seçilecek. Bu 7 kişi arasında Mustafa Yıldırım, İbrahim Arttırdı, Tahsin Yüce ve Başaran Ulusoy’da var. Eğer müşterek davranırsak, birbirlerimizle mücadele etmezsek daha verimli olabileceğimize inanıyorum. Biz aynı çarkın içinde, aynı dişlileriz. Bugüne kadar Ali Osman Ulusoy ağabeyimiz TOBB’da hep vardı ama hep yalnız kaldı. Yalnız kaldığı için belki de sesini o kadar fazla duyuramadı, istediğimizi belki de tek kaldığı için alamadık. O yüzden müşterek hareket etmeliyiz. Herkesi kucaklayıp, sorunlarımızı paylaşmamız, sorunların üzerine yürümemiz lazım. Ne kadar sorunların üzerine yürürsek o kadar başarılı olacağımıza inanıyorum. Şubat ayında yapılacak olan ticaret odası seçimleri çok önemli, başarma yolunda elimizden gelen her şeyi yaparız.

Olağanüstü genel kurul öncesinde iki aday vardı siz ve Mustafa Sarı. Bu iki aday tek listeden seçime gitmeye nasıl karar verdi?

Mustafa Sarı, TOFED’in genel yönetim kurulu toplantısında adaylığını benden önce açıkladı. Daha sonra aynı toplantıda bende aday olduğumu açıkladım. O İstanbul Seyahat’in Genel Müdürü belki de görevini bırakması gerekiyordu. Aday olduğumda ben görevimi bırakmıştım, daha atik davrandım, genç olduğumdan dolayı herhalde. Bir araya geldik konuştuk, müşterek çalışmamız gerektiğini söyledik. Sağ olsun Mustafa Sarı’da “Sen daha çok mesaj veririsin, sen başkan ol, ben başkan vekili olayım” dedi. Zaten beraber hareket edeceksek kimin başkan, kimin başkan vekili olduğu önemli değil. Biz yine hep beraber, aynı çatı altında sektör için kararlarımızı alacağız.

Mustafa Yıldırım yönetiminden memnun muydunuz?

Eğer sektörünüze faydalı olmak istiyorsanız, bu ilişkileri sağlam tutup, lobi olmanız gerekiyor. Lobi olmak hükümetten nüfus yaparak istediğini almaktır. İstediğini almak için sürekli birileriyle görüşmen ve mesai harcaman lazım. TOFED, kartopu halinde büyüyen bir yapıya sahip oldu. Bu yapı içinde projelerin geliştirilmesi ve lobi çalışmalarının yapılabilmesi için TOFED’e mesai verilmesi gerekiyordu. Dolayısıyla, TOFED’e daha fazla mesai verilmesi gerektiği mantığıyla, Mustafa Yıldırım’a “Ya şirketine faydalı ol, ya TOFED’e faydalı ol” yaklaşımıyla bir tarafı tercih etmesi gerektiğini söyledik. Ben de o yönetimin içindeydim. Memnun olmadığım bir yönetimden istifa etmem gerekirdi. Dolayısı ile benim öyle bir memnuniyetsizliğim olamaz. Ancak yönetim olarak tabi ki yaptıklarımız ve yapamadıklarımız var.

Benim başkan seçilme dönemime kadar 28 ay geçti. Bu sürede yapılanda çok şey oldu, yapılamayanda çok şey oldu. ÖTV yapılamadı, gidip görüşüldü fakat devletin IMF’den o gün borcu vardı. Yapacağı şeylerde IMF’ye bağımlıydı ve bundan dolayı bunu yapmayız gibi bir görüş alındı. Fakat o dönemde Ulaştırma Bakanı’nın verdiği bir söz de var. Bu konu bilet satışında yüzde 18 olan KDV’nin yüzde 8’e indirilmesi. Ama o dönem hükümetin Ulusoy ailesi ile olan çekişmesinden, ters olmasından dolayı koyulmadı. Ayrıca turizmcilere de aynı şekilde verilmedi. Başaran Ulusoy’un orada olmasından dolayı turizmde de sadece otellere verildi.

Mustafa Yıldırım TOFED’te profesyonel başkan olamadığı için olağanüstü genel kurula gidildiğini söylediniz. Morova Turizm ile bir ortaklığınız, çalışmalarınızı etkileyecek mi?

Morava bir aile şirketidir. Morova. Ben Morova Turizm’in yüzde 12,5 hissesine sahibim. Borsada da çok şirkete sahip olabilirim. Bir şirketin hisselerine sahip olmak, o şirkette mesai veriyor olmak değildir. Bende müdür yetkisi, imza yetkisi var mı? Hiçbir yetkim yok. Sadece bir şirkete ortağım. Bir şirkete ortak olmak ve hisse sahibi olmak farkı şeyler.

Her sabah saat 9:30-10:00, akşam saat: 7:00 veya 8:00 TOFED’te görevimin başındayım. Hiçbir şirkette profesyonel olarak bulunmuyorum.

Mustafa Yıldırım yeni bir oluşum içine gireceğini açıkladı. Sizce sektör ikiye bölünür mü?

Mustafa Yıldırım akıllı biri olmasaydı, TOFED’e başkan olamazdı. Kendisi daha önce çok yakın mesai arkadaşımdı ki hala çok sevdiğim ağabeyimdir. Ayrıca her zaman kendisinden sonra TOFED’e başkanlık yapmam gereken kişinin ben olduğumu söylerdi. Dolayısıyla sektör ikiye bölünmez çünkü biz hep arkadaşız, dostuz.

Sektörü ikiye bölmenin de bir anlamı olmayacağını düşünüyoruz. Temsil gücü isteyip de dernek kurmak, bir oluşum yapmak sadece temsil etmek istemekten dolayıdır. Onlarında bölme gibi bir amaçları olduğunu zannetmiyorum. Herkes özgür, her şeyi yapabilir, ama Türkiye ismi almış tek federasyon TOFED’tir. 71 derneği ile bu kadar büyük yapıya, üyeye, geniş yelpazeye sahip burası olduğuna göre doğru yol da burasıdır.

Kaynak: Şifa ŞEN www.tasimacilar.com

www.UlasimOnine.Com 

Bu haber toplam 1573 defa okunmuştur
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Ulaşım Online | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 293 75 48-32 | Faks : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim